Page 54 - BİRLİK HABER-SEN BÜYÜK PTT ÇALIŞTAYI
P. 54

Genel Yetkili Sendika                                                 Yetkili Konfederasyon

 BÜYÜK PTT ÇALIŞTAYI                                        BÜYÜK PTT ÇALIŞTAYI


 kalan bir ülke aynı zamanda. Dolayısıyla, bütün bunları atlatabilmek için bu mekanizmaları işletmek gerekiyor.   öyle olmasaydı mesela, taraflar dinlenilmeden bu kanun çıkarılmış olsaydı Türkiye’de 37 tane sendika kapısına
 Evet  bir  araya  geliniyor,  işte  yakın  zamanda  Türkiye’de  İstihdam  Kurulu’nun  toplantısı  oldu.  Orada  da   kilit vurmak zorunda kalıyordu. Bu da onun önemini gösterdi. Yine bahsettik, 4688 sayılı Kamu Görevlileri
 çalışanlar,  sendika,  herkes  oradaydı  ama  bunları  sadece  toplantılarda  değil,  resmi  mekanizmalar  eliyle  de   Sendikaları  Kanunu’nun  21’inci  maddesinde,  Kamu  Personeli  Danışma  Kurulu,  KPDK  olarak  bildiğimiz
 yürütmek  gerekiyor.  Bazen  biz  bu  tür  çalışmalara  katıldığımızda,  özellikle  çok  zor  görünen  sorunların   kurulun  sosyal  diyalogun  geliştirilmesi,  Kamu  Personel  Mevzuatını  bir  kamu  yönetimi  uygulamalarını
 çözümlerinin aslında çok basit olduğunu, bu mekanizmaları kullandığınızda, çok daha kısa sürede daha iyi   değerlendirilmesi, yönetimin daha iyi işleyen bir yapıya kavuşturulması için ortak çalışmalar yürütülmesi,
 mesafeler alındığını hep görüyoruz. Bunları oluşturmak lazım; ancak sosyal diyalog mekanizmalarının iyi   kamu görevlilerinin yönetimine katılımının sağlanması, bunu kanundan okuyorum, kanun metni böyle bir
 işleyebilmesi için ülkelerin demokratik seviyelerinin, ülkedeki alışkanlıkların da ona uygun olması lazım. İşte,   görev veriyor ve kamu yönetiminin karşılaştığı sorunlara çözüm geliştirilmesi amacıyla her yıl Mart ve Kasım
 biz de hep böyle bir karşıtlık üzerinden, çatışmacı bir anlayışla siyaset de böyle yürütüldüğü için olmuyor.   aylarında toplanmaktadır diye  kanunun  21’inci maddesinde düzenleniyor.  Burada  da  tek  sorun  mutabakat
 Yani, şöyle bir anlayış var: “Eğer benim partimdensen yaptığın her yanlışı savunmak zorunda hissediyorum   zaptına  giren  maddelerin  uygulamada  bazen  problemler  yaşanmasıdır.  Onun  değişmesi  gerekir.  22’inci
 kendimi, değilsem; yaptığın her doğru da yanlıştır” diyen bir bakış açımız var. Bunu değiştirdiğimiz takdirde,   maddede  de  kamu  idari  kurulları  var.  Burada  da  kurum  düzeyinde  işte  TRT’de,  PTT’de,  Milli  Eğitim
 yani,  ülkenin  o  siyasi  iklimi,  demokratik  ikliminin  de  aynı  zamanda  sosyal  diyalog  mekanizmalarının   Bakanlığı’nda, DSİ’de, Karayollarında yani kurum düzeyinde. Kamu görevlilerin çalışma koşulları ve kanunun
 işlemesinde de önemli payı oluyor ve son yıllarda, demokratik çıta yükseldikçe bu mekanizmaların da devreye   kamu görevlilerine eşit uygulanması konusunda görüş bildirmek için yılda 2 kez toplanmaktadır diyor 22.
 girdiğini görüyoruz. Az önce birkaç örnekte söylediğim gibi, Türkiye’de birçok sorun bu mekanizmalar yoluyla   Madde. Bütün bunlar gördüğümüz gibi Türkiye’de sosyal diyalog mekanizmasının aslında yasalarında var
 aşıldı. Bugün adına taşeron dediğimiz sorun çözüldü ama belki PTT’deki arkadaşlar KİT olması nedeniyle “ne   olduğu ama yasada herhangi bir hükmün yazmasının tek başına yeterli olmadığını, bunun uygulamaya da
 olacak bizim durumumuz?” diye böyle birçok, yoğun soru geldiğini ve bu konuda çok soruya maruz kaldığınızı   geçmesi gerektiğini tekrar ifade etmiş olalım. Dünyada çalışanlar değişiyor, bunu görüyoruz. Endüstri ilişkileri
 biliyorum. Ben de öyleyim çünkü. Cumhurbaşkanı 5 Aralık’ta açıkladığında, ben TRT’de onu değerlendirmek   sistemi değişiyor. Ben özellikle 30 yıldan fazla çalışanlarla görüşünce, yani yetkililerle, yöneticilerle. Yani
 üzere canlı yayına çıkmıştım. Yani, ilk görünen olunca telefon numaramı bulan arıyor, “Hocam, ben kadro   eskiden biz başkaydık diyorlar. Tamam doğru ama zaman değişiyor. Şartlar değişiyor, insanların beklentileri
 alacak mıyım?” diyor. Kim olduğunu bilmiyorum, nerede çalıştığını bilmiyorum, dolayısıyla mutlaka size de   değişiyor. Teknoloji değişiyor, yani iş yapma biçimleri değişiyor. Mesela Türkiye’de daktilodan bilgisayara
 “Müdürüm, ben bir şey alacak mıyım?”, işte, “Ayşe Hanım, ben şunu yapacak mıyım?”, “Ne zaman kadro   geçilince o dönem yapılmış çalışmalar var, müthiş bir direnç var. Yani daktilo kullananlarda işimiz elimizden
 verilecek?”, “Bizi neden göz ardı ediyorlar?” gibi sorular geliyordur.  Hatta bazen çok ilginç şeylerle karşılaştım;   gidecek. Sonra kullanmaya başlıyor bakıyor ki kolay bir şey. Yani kaydediyorsun, bir sonraki yazıda bir kaç
 adam  beni  telefonda  ”Kadro  benim  hakkım  değil  mi?”  diye  fırçalıyor.  Bana  diyor  ki  “Ben  şu  kurumda   yer değiştirerek daha fazla iş üretebiliyorsun. Bunu gördük. Bu sefer bundan vazgeçilmez hale dönülüyor.
 çalışıyorum.” Diyorum ki, henüz olmadı. Bu konuda tartışma var. “E bizim hakkımız değil mi kardeşim, nasıl   Türkiye’de her değişime bir anlamda önce direnç gösterilir, sonra uyum aşaması yaşanır. Bizde de endüstri
 kanun yapıyorsunuz?” diye fırçalayan arkadaşlar da olmuştu. Dolayısıyla, bakın, mekanizma da aslında, biraz   ilişkileri sistemi değişiyor. Kamu yönetimi de bu anlamda uzun yıllardır tartışılıyor. Ancak bu tartışmadan
 uzadı ama bu üçlü danışma kurullarında sürekli görüşülen bir şeydi. Mesela, toplu görüşme metinleri var.   çıkaracağımız  tek  sonuç;  memurların  iş  güvencesini  kaldırmak  olmamalı.  Bunu  ben  ilgili  diyalog
 İşçilerde  26’ncı  dönem  toplu  sözleşme  imzalanmıştı.  Memurların  dördüncü  dönemi,  aynı  döneme  denk   mekanizmalarında da söyledim. Genelde şöyle denir; efendim hiç çalışmayan danışmanlar. Yani 3 milyon 200
 geliyordu.  İki  dönemdir  taşeronların  kamuda  istihdam  edilmesine  ilişkin  çerçeve  protokolde  anlaşma   bin kamu çalışanı içerisinde bu nitelikte kaç tane adam var. 10 tane mi, 100 tane mi, 200 tane mi? Kaça tekabül
 hükümlerinden biriydi. Dolayısıyla hani, asıl iş-yardımcı iş tartışmaları vardı. Bütün bunların değişmesi, işte,   ediyor? Binde bilmem kaça bile tekabül etmiyor. Ama onlar üzerinden biz tutup bütün kamu çalışanlarını aynı
 üç yıllık sözleşme ve benzeri şeylerin değişmesi o tartışmaların içinde olduğum için biliyorum, tamamı bu   ölçüde değerlendirip işi oraya getirmek de doğru değil. Evet değiştirmemiz gereken noktalar olabilir. Ama
 diyalog mekanizmaları çerçevesinde olmuştu. O nedenle KİT’ler tartışılıyor. Ben bunu televizyonda da ilgili   bunu sadece çalışanın iş güvencesine indirgemenin de doğru olmadığını bildirmemiz lazım. Çünkü bazen
 yerlerde de söyledim. Yani, 40-50 bin insanı eğer kadroya almazsanız 900 bin insana verdiğiniz müjdeyi   şöyle deniyor; efendim devir değişti, her şey değişti. Tamam değişti de yani niye devirin getirdiği örneğin
 gölgelemiş olursunuz. O nedenle, madem yapıldı bu, insanlara bunu ayrımsız bir şekilde vermenin doğru   çalışanların,  dünyanın  her  yerinde  kendilerine  daha  fazla  sosyal  zaman  ayırmak  için  çalışma  süresinde
 olduğunu söyledik. Bunlar da işte Türkiye’nin o diyalog mekanizmasını sağlıklı işletirseniz, fakat sağlıklı   kısıtlamaya gidiliyor. Biz niye o örneği almıyoruz. Ya da çalışanlara örneğin bugün konuşuyoruz ikramiye, işte
 işletirseniz, özellikle söylüyorum çünkü sürekli eleştiren, sürekli çatışan bir yapıyı da temsil ederseniz diyalog   taşeronlar kamu işçisi olacak. İlaveten Hediye Kanunu var bizde 6772 sayılı kanun. Oradan kaynaklı 52 günlük
 mekanizmaları kapanır ve artık söylediğiniz doğrular da dikkate alınmaz. İşin en kötü tarafı da budur. Yani,   ücretleri var, bir de eğer sendikalılarla toplu sözleşmeden kaynaklanan 2 maaş tutarını ayrıca toplamda 4 maaş
 sürekli eleştiren biri olduğunuzda söylediğiniz doğrular bile artık dikkate alınmayacak hale gelir. Bu noktaya   tutarı da ikramiyesi var. Gelin bu da değişiyor. Kamu çalışanlarının hepsi için ayırmadan verelim. Bu şeye
 getirmemek gerekiyor. İşte ben bu başarılı örnekleri başka alanlarda da kullanmamız gerektiğini düşünüyorum.   benziyor; şimdi biz 9 kardeşiz, annem ve babam, benim zihinsel engelli amcalarım var onlara bakıyorlar.
 Yine, İş Kanunu’nda var demiştim Üçlü Danışma Kurulu. 4857 sayılı İş Kanunu var, 114’üncü maddesinde   Annem tabi biraz yoruluyor. Babama zaman zaman diyorum ki, baba Peygamber Efendimiz ev işlerinde eşine
 şöyle  düzenleniyor,  zihninizde  olsun  diye  bunları  ifade  ediyorum.  114’üncü  madde  çalışma  barışının  ve   yardım etmiş diyorum. Babam ne demek istiyorsun diyor. Bir şey demek istemiyorum. Sonra tabi anlıyor
 endüstri  ilişkilerinin  geliştirilmesinde  çalışma  hayatıyla  ilgili  mevzuat  çalışmalarının  ve  uygulamalarının   babam. Oğlum bak diyor, ben peygamber falan değilim, ona göre. Şimdi hacı babam işine gelince öyle oluyor,
 izlenmesi amacıyla hükümet ile işveren kamu görevlileri ve işçi sendikaları konfederasyonları arasında etkin   anneme yardıma gelince de ben peygamber değilim diyor. Çalışma hayatında da bu böyle. Evet modern şeyleri
 danışmayı sağlamak üzere üçlü temsile dayalı istişari maiyette bir danışma kurulu oluşturulur. Kurul, bazı   konuşalım ama çalışma şartlarında da ücret şartlarında da bu modern dünyanın getirdiği şartları eğer konuşursak
 kanunların çıkarılmasında ortak toplantılar yapıyor. Daha önce bahsettiğim 6331, 4857 değişmesi, 2012’de   bunun bir anlamı olabilir. Tekrar edelim, yani bütün her şeyi getirip çalışanın iş güvencesine dayandırmak
 eski 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi Kanunu vardı. Bu değiştirilip 6356   kolay değil. Kaldı ki, yani memurların öyle sanıldığı gibi sonsuz bir iş güvencesi de yok yani. 657’de işten
 sayılı yasaya dönüştürüldü. Yine burada da bu diyalog mekanizması çalıştırıldı. Gerçekten orada da 14 defa   atılma şartlarında biliyorsunuz bir sürü maddeye göre insanlar işten atılabiliyor. Demek ki ne memurların
 toplandılar. Hatırlıyorsanız, bu, iş kurulu barajları vardı toplu sözleşme yapmak için. Yüzde 10 barajı, önce   sınırsız bir iş güvencesi var ne de iş güvencesi olmadığını düşünürüz. Çalışanların aslında iş güvenceleri var.
 yüzde 3’e sonra yüzde 1’e düştü. Bütün bu mekanizmalar, tüm bu tartışmalar yine burada gerçekleşti. Eğer   Bu kişinin kendine bağlı bir şey orada da bütün bunlar tartışılır. 2018’de kalkınma planları tartışılacak. Orada





 52                                                                                                           53
   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59