YENİ ANAYASA İNSANI MERKEZE ALMALI
YENİ ANAYASA İNSANI MERKEZE ALMALI, İNSAN ONURUNU ÖNCELİK YAPMALI
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Anayasa Komisyonu üyeleriyle birlikte Memur-Sen’i ziyaret etti. Memur-Sen Genel Merkezi’nde gerçekleşen ziyarette Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, yeni anayasaya yönelik olarak hazırladıkları raporu, Cemil Çiçek’e takdim etti.
* ÇİÇEK: ANAYASA 30 YILDIR TARTIŞILIYOR
Ziyarette konuşan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, anayasa sorununun Türkiye'de yaklaşık 30 yıldır tartışıldığını, yeni bir anayasa konusunda siyasi partilerin millete verdiği taahhüt çerçevesinde kısmi bir değişiklik yerine konuyu bütünlük içinde ele alacak bir çalışmaya sürdürdüklerini söyledi.
4 siyasi partinin katılımıyla Anayasa Uzlaşma Komisyonu oluşturulduğunu ve yeni anayasa hazırlanması için sürecin başlatıldığını ifade eden Çiçek, “Bu süreçte yeni anayasayı birlikte yapalım istiyoruz. Geçmiştekilerden farklı olarak halkın ne düşündüğünü, ne istediğini sorarak katılımcı bir anlayışla bu süreci mutlu bir şekilde sonlandıralım istiyoruz. 2012'nin sonuna geldiğimizde inşallah iyi bir noktaya gelmiş olacağız. Bu maksatla bu kuruluşları ziyaret ediyoruz, katkılarını bekliyoruz, katkılarını verenler var, verecek olanlar var, vermesi gerekenler var.” şeklinde konuştu.
Türkiye'nin her kesiminde yapılacak anayasa çalışmalarının faydası olduğunu ifade eden Çiçek, sürecin canlı tutulabilmesi açısından bu çalışmaları önemsediklerini kaydetti. Çiçek, ifade edilen görüşmelerin tüm milletin görüşü veya o teşkilatın görüşü olarak ortaya konulabilmesi açısından usulen değil, esastan vatandaşa sorulması gerektiğini, bunu arzu ettiklerini kaydetti.
Memur-Sen’in şimdiye kadar birçok çalışmaya imza attığını da söyleyen Cemil Çiçek, kendilerine sunulan önerileri komisyon üyeleriyle dikkatli şekilde inceleyeceklerini ve istifade edeceklerini söyledi.
* GÜNDOĞDU: YENİ ANAYASA İNSANI MERKEZE ALMALI, İNSAN ONURUNU ÖNCELİK YAPMALI
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ise konuşmasında Yeni Anayasa’nın hazırlanmasında katılımcılığın esas alınmasını, sürecin TBMM merkezli olması gerektiğini söyledi.
Yeni Anayasa teklif ve talebinin sahibi konumundaki toplumun, asli kurucu iktidar sahipliğiyle birlikte ‘anayasa koyucu’ olarak kabul edilmelisini isteyen Gündoğdu, Anayasa tarafından tasarlanacak Devlet’in, Anayasa yapım sürecinin tarafı olmamasını istedi.
Gündoğdu ayrıca son şekli verilen anayasa metninin, TBMM’nin onayından sonra mutlaka referanduma sunulması gerektiğini ifade etti.
“Yeni Anayasa, insanı merkeze almalı. Öznesini devlet değil, millet oluşturmalı. Anayasanın “yeni” olarak nitelendirilebilmesi, temel dinamiklerinin ve ruhunun gerçekten yeni olmasına ve merkezinde insani değer ve duygular bulunan değerleri referans almasına bağlıdır” şeklinde konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, insanı esas alan Yeni Anayasa’nın; insan onuru, insan hak ve özgürlükleri, evrensel insani duygu ve değerler, evrensel hukuk ilkeleri, özgürlükçü tam demokrasi, adalet ve eşitlik, emeğe saygı, çoğulculuk ve katılımcılık, sivilleşme ve sivil toplum, hukukun üstünlüğü gibi temel dinamikleri referans alması gerektiğini dile getirdi.
Ahmet Gündoğdu’nın yeni anayasaya yönelik önerileri özetle şu şekilde:
* HÜKÜMLERİN DİZİLİŞ SIRASI
Anayasanın ilk hükümleri, mutlaka “insan ve toplum tasavvuru” noktasındaki anayasal tercihlerin ifade edileceği, bu doğrultuda “insan onuru” ile “insan hak ve özgürlüklerinin” varlığının ve teminatlarının kayıt altına alınacağı hükümler olmalıdır.
* MİLLET TANIMI ÖNERİSİ
Yeni anayasa, ad yönüyle değişiklik yapma ihtiyacı hissetmeksizin, “ortak tarih deneyimine ve medeniyet birikimine sahip, ortak inanç ve gelecek idealiyle, vatanlarının Türkiye Cumhuriyeti toprakları olduğu konusunda fikir ve tavır birliği bulunan farklı etnik kimliklere mensup insanlar topluluğu” şeklindeki millet tanımı esas alınmalıdır.
* BAŞLANGIÇ BÖLÜMÜ
1961 Anayasası’yla anayasacılık terminolojimize dahil olan ve 1982 Anayasası ile devam ettirilen “Başlangıç Bölümü”ne; söz konusu bölüm “resmi ideoloji”nin manifesto belgesi olarak kullanılmaya devam edilmesi gibi bir risk oluşturacaksa, Yeni Anayasada yer verilmemelidir.
* VATANDAŞLIK TANIMI ÖNERİSİ
Hem mevcuttaki sorunların çözümü hem de gelecekte bu alana ilişkin sorunların çıkmaması adına, herhangi bir etnik grubun adını referans almaksızın, aksine bütün etnik grupların ortak nesnesi olan devletin adını referans alan bir vatandaşlık tanımına Yeni Anayasada yer verilmelidir.
* LAİKLİK ALGISI, DİN VE VİCDAN HÜRRİYETİ, DİN EĞİTİMİ VE ÖĞRETİMİNE YÖNELİK ÖNERİLER
Anayasada siyasi bir ilke olarak yer verilecek laiklik, içeriği insan haklarıyla çelişmeyecek biçimde tanımlanmalıdır. Bu tanım, özgürlük boyutuna dayanmalı ve “devletin dinler ve inançlar karşısında tarafsızlığı” noktasında garanti oluşturmalıdır.
Yeni Anayasa, ilk ve ortaöğretim kurumlarında zorunlu nitelikteki “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersi yanında, kendi inancının gereklerini öğrenme imkânı verecek seçmeli dersler aracılığıyla din ve vicdan hürriyetini eğitim hakkıyla desteklemelidir. Yeni Anayasa bireye dinini öğrenme ve öğretme hakkı tanımalı, dini eğitim veren eğitim kurumları kurma-açma hakkı ile sivil alandaki dini örgütlenmeleri meşrulaştırmalıdır.
* EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİNİN SAĞLANMASINA YÖNELİK ÖNERİLER
Vesayet iklimi mimarlarının önem ve değerini kavramakta hızlı davrandığı eğitim hakkı konusunda Yeni Anayasa, hem mevcut eğitim sisteminin vesayet pınarlarını kurutmak hem de özgür birey ve demokratik devlet hedefine varmayı hızlandıracak sivilleşme damarlarını açmak işlevi gören bir hüküm tesis etmek zorundadır.
Yeni Anayasa bunu, başörtülü giyimi temel anayasal hak olarak gösterecek bir hükümle değil, inançlarının gereği olarak başlarını örtenler dâhil, hiç kimsenin –toplumun ahlaki bulmayacağı tercihler hariç- kılık-kıyafeti gerekçe gösterilerek eğitim hakkından yoksun bırakılamayacağı mesajını içeren bir hükümle tesis etmelidir.
* YENİ ANAYASADA EĞİTİMİN DİLİ
Yeni Anayasa, eğitim dilinin resmi ve özel bütün eğitim kurumlarında ve bütün eğitim düzeylerinde Türkçe olmasına, etnik kimliklerin kendilerine has kültürel, sanatsal veya tarihi formlarının geleceğe aktarılmasına da imkân sağlayacak şekilde anadil öğretimine ilişkin seçeneklere eğitim sisteminde yer verilmesine yönelik bir hükmü içermelidir.
* SİYASİ PARTİ REJİMİ VE SİYASET HAKKINA YÖNELİK ÖNERİLER
Yeni Anayasa; ayrıntılı düzenlemelere yer vermeksizin siyasi partileri millet iradesinin seslendiricisi olmak yönüyle demokrasinin vazgeçilmez unsurları ve demokrasinin varlığının delili olarak gördüğünü kabul ve ifade etmelidir.
Siyasi partilerle ilgili davalar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın hazırladığı iddianamenin TBMM tarafından kabulü kaydıyla, Anayasa Mahkemesi tarafından görülmelidir.
* SEÇME, SEÇİLME HAKKI VE TÜRKİYE MİLLETVEKİLLİĞİ ÖNERİSİ
Seçme ve seçilme hakkına sahip olmak için 18 yaşını tamamlamış olmak yeterli olmalıdır. Temsilde adaletin sağlanması noktasında, seçim barajına ilişkin oranla doğru orantılı olacak ve yönetimde istikrar ilkesi bakımından risk oluşturmayacak şekilde Türkiye milletvekilliğine ilişkin bir hükme yer verilmesi uygun olacaktır.
* MEMURLARA SİYASET HAKKI VERİLMESİNE YÖNELİK ÖNERİ
Kamu görevlilerine siyaset yasağı getirilmesi, siyaset kurumunun ve seçmen kitlesinin, yüksek donanımlı, ülke ve toplumun sorunlarını bilen bireylerden hem genel ve hem de yerel düzeyde yararlanmasının önüne geçildiği tartışmasızdır. Kamu görevlilerine getirilen siyaset yasağına son verilmelidir.
* SENDİKAL HAKLARA İLİŞKİN ÖNERİLER
İşçi sendikacılığının yıllardır kullandığı gerçeğini görmezlikten gelmesi istenerek kamu görevlileri sendikacılığına sendikal haklar üçlüsünün sonuç getiren ve kazanım üretenleri olan “toplu sözleşme” ve “grev” haklarını çok gören anayasal tercih hatasından Yeni Anayasayla birlikte vazgeçilmelidir. 2010 yılında gerçekleştirilen anayasa değişikliğiyle elde edilen “toplu sözleşme” hakkının eksik yönü, Yeni Anayasada kamu görevlilerine de grev hakkı verilmesi suretiyle tamamlanmalıdır.
* KADIN VE KADIN HAKLARINA YÖNELİK ÖNERİLER
Yeni Anayasa, insan hak ve özgürlüklerinin bütün kadınlar için yaşanabilir bir durum olarak gerçekleşmesi için teminatla yetinmemeli, bu anlamda yasa koyucuyu bağlayıcı taahhütler de içermelidir. Eğitim hakkından çalışma hayatına, siyaset hakkından kamu hizmetlerine girme hakkına kadar, mevcut itibarıyla kadınların aleyhine olan fiili durumları “insan onuru” ekseninde ve kadın-erkek ve kadın-kadın eşitliğini sağlama hedefiyle kadına yönelik ayırımcılığa son vermelidir.
* YENİ ANAYASA İÇİN DEVLETİN VE CUMHURİYETİN NİTELİKLERİNE DAİR ÇERÇEVE ÖNERİLERİ
Yeni Anayasada resmi dilin “Türkçe”, başkentin “Ankara”, milli marşın “İstiklal Marşı” ve bayrağın “Beyaz Ay Yıldızlı Albayrak” olduğu ifade edilmelidir.
* CUMHURBAŞKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARINA DAİR ÖNERİLER
Cumhurbaşkanlığı Yeni Anayasa’da demokatik parlementer rejimle uyumlu bir hale getirilmelidir. Bu çerçevede il müdürünün atama kararnamesine imza atan Cumhurbaşkanı tasarımı yeni anayasada yer almamalıdır. Cumhurbaşkanının yetkilerinde daraltmaya gidilmeli ve özellikle anayasa değişikliklerini veto etme yetkisi olmamalıdır.
* YARGI REFORMUNA İLİŞKİN ÖNERİLER
Yeni Anayasa, Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler dahil, istisnasız bütün idari işlemlere karşı yargı yolunu açmalıdır. Bu çerçevede, HSYK kararlarına karşı, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kuruluna itiraz yoluna başvurma hakkı verilmelidir.
Askeri yüksek yargı organları tasarımından vazgeçilerek iki başlı yargı sistemine son verilmeli, “askeri disiplin mahkemeleri” hariç, askeri mahkemeler kaldırılmalıdır.
* SİLAHLI KUVVETLERİN ANAYASAL KONUMU VE YÜRÜTME İLE İLİŞKİSİ
Genelkurmay Başkanının ataması, Milli Savunma Bakanlığı’ndan başlayan bir süreçle ve üçlü kararnameyle gerçekleştirilmeli ve bu suretle Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalıdır.
Yüksek Askeri Şura, anayasal kurum olmaktan çıkarılmalı ve icrai kararlar alma ehliyetine son veren ve nihai kararların siyasi irade tarafından verilmesini öngören bir yapıya kanuni düzenleme aracılığıyla kavuşturulmalıdır.
* ANAYASAL KURUMLARIN KALDIRILMASINA YÖNELİK ÖNERİLER
Milli Güvenlik Kurulu, anayasal kurum olmaktan çıkarılmalı ve üyelerini belirleme konusunda siyasi iradeye takdir yetkisi öngören bir kurgu içerisinde kanunla düzenlenmelidir.
Yeni anayasa, milli güvenlik siyasetini ve stratejisini belirlemek yetki ve görevinin bütün unsurlarıyla Bakanlar Kuruluna ait olduğunu belirlemenin yanı sıra, kim ya da kimlerden tavsiye alacağı konusunda –siyasi sorumluluğun asli muhatabı olan- Bakanlar Kuruluna değişik tercihler kullanabileceği bir hareket alanı bırakmalıdır.
Bunun yanında, bu kapsamda, daha önce ifade edilen MGK ve YAŞ başta olmak üzere HSYK, YÖK, TRT, RTÜK, Türk Tarih Kurumu ve benzeri anayasal kurum sıfatıyla koruma altına alınan kurumların hiç birine Yeni Anayasa’da yer verilmemelidir.