Yaşasın Emek, Yaşasın Dayanışma
1 Mayıs emek ve dayanışma günü, tarihinde ilk defa kitlelerin katılımı olmadan kutlanıyor” diyerek sözlerine başlayan Genel Başkan Yalçın, pandemi nedeniyle dünya ölçeğinde yaşanan mesafe zorunluluğu, bu sene alanları, meydanları boş kalmasına sebep olduğunu ifade etti.
Yalçın, “Yılmak olmazdı. Yeni bir yol, yeni bir imkân her zaman vardır dedik. Ve işte, siz emeğin liderleriyle bu devrin imkânlarını da kullanarak bir araya geldik. Aslında böylesine olağanüstü zamanlarda, hem içinden geçtiğimiz süreçle ilgili hem de sürecin sonrasına dair tetikte kalmak gerekiyor. Biz küresel ölçekte yaşanan bir nevi büyük kapatılmaya rağmen, kendi gündemimizi diri tutmak ve emeğin sözünü her şartta dile getirmek, hatta oluşan korku anaforunu dağıtmak, insanlara umut olmak için güçlü bir ses vermek, söz söylemek gerektiğini düşünüyoruz. Bu noktada pandemi sürecinin ilk günlerinden itibaren bizler de kapasitemizi test ediyoruz ve mücadeleyi diri tutmak adına gayret gösteriyoruz. Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın örgütleriyle toplantılar için telekonferans sistemini devreye soktuk. Ön cephede mücadele veren sağlıkçılarımız için Sağlık-Sen’imiz saha çalışmasını, alandan bilgileri toplamak için teşkilat liderleriyle telekonferans sistemiyle sık sık toplantı gerçekleştirdi. Öte yandan, yine konfederasyonumuza bağlı Eğitim-Bir-Sen, telekonferans sistemi ile uluslararası toplantılar düzenleyerek, gündemi diri tuttu. Ha keza diğer örgütlerimiz de kendi bünyelerinde güçlü bir kriz yönetimi gösterdi. Çünkü süreci ıskalayamazdık, mücadeleyi diri tutmak durumundaydık. Zira önümüzdeki sürece ilişkin söz söylemek, politika geliştirmek işte bu şuur uyanıklığıyla mümkündür” diye konuştu.
Aşırı Magazinleştirme Asıl Konuların Tartışılmasını Engelliyor
Kriz söyleminin her kesim tarafından yükseltildiğini ifade eden Yalçın, “Kimileri krizin merkezine covid 19’u koyuyor ve bir noktada asıl gündemi perdeliyor. Bize göre kapitalist dünya sistemi uzun zamandır krizdeydi. Neoliberal politikalar iflas etmiş, finans balonu patlamış, insanlığın çoğunluğu da mağdurlar sınıfına itilmişti. Yine sistemin en tepesindekilerin dünyanın dört bir yanında neden oldukları savaşlar, çatışmalar neticesinde baş gösteren nüfus hareketleri, göç dalgası sistemsel krizi net bir şekilde gösteriyordu. Covid 19 işte bu krizin üzerine insanlığın başına bela olmuştur. Maalesef aşırı magazinleştirme, asıl konuları da tartışmamızı engelliyor” ifadelerini kullanıştı.
“Evet, krizin kronolojisi eskidir” diyen Yalçın, sistemin, merkeze oturttuğu ve mesnedini yani üretimini kaybeden rezerv para doların hormonal değeri ile oluşan finansal balonun yükünü taşıyamadığını ifade ederek, sürecin sonrasına dair tetikte kalmanın gerekliliğini kaydetti.
Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Dünya tarihinin son üç yüz yıllık sürecinden bunu biliyoruz. Ben onun için covid 19’u merkeze alan kriz söylemlerine itibar edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Hatta covid 19 milat değildir. Evet, yeni bir hayata uyanacağız belli. Fakat bu hemen bugün ortaya çıkmış bir durum değildir. İktisatçı düşünür Karl Polanyi’nin dediği gibi, kargaşanın ardında, geçmişi çabucak ve sessizce, çoğu zaman su yüzünde en ufak kıpırtıya bile yol açmadan yutup giden bir değişim akıntısı yer alıyor. Eğer bir felaketten, bir kıyametten bahsediyorsak, hem son yıllarda yaşadığımız olayları doğru okuyup çözümlemeliyiz, hem de alttan alta yaşanan çözülmeyi görmeliyiz. Biz, Memur-Sen olarak son yıllarda gerek yerel gündemimizde gerekse küresel ölçekte hep bu konuyu diri tuttuk. ILO gündemi ile kendi gündemimizi örtüştürerek, böylesi bir kriz anaforunda işin geleceğini, saygın işi ve emeği merkeze alan anlayışımızı gündemin öznesi haline getirmek için çaba harcadık.”
İnisiyatif Alarak Değişim ve Dönüşümün Yönünü Belirleyecek Stratejiler Üzerine Konuşmalıyız
Yalçın, “Tanımlarımızı kendimiz yapmak durumundayız. Stratejilerimizi şimdiden şekillenmek zorundayız” diyerek sözlerini şu şekilde noktaladı: “Yoksa sistemin nesneleri konumuna itiliriz. Bakınız, değişimden, dönüşümden bahsediliyor. Tanımı kim yapıyor? Hangi felsefi düzlenme bu iki kavram tartışılıyor? Kimileri popülizme kurban etmek istiyor bu kavramları. Kimileri de yine finans merkezli dünya kurgusunun perdesi. Oysa mevzuat üreterek, daha doğrusu mevzuatları çoğaltarak işin içinden çıkamayız. Bugün niceliksel tedbirlerin çözüm olmayacağını hepimiz biliyoruz artık. Bu noktada güçlü bir inisiyatif alarak, değişim ve dönüşümün yönünü belirleyecek stratejiler üzerine konuşmalıyız. İşte bu 1 Mayıs gündemi bu olmalı dedik. İnisiyatif günü olsun istedik, emeğin küresel dayanışmasını güçlendirerek, yeni döneme ilişkin emek kesimi başta olmak üzere bütün insanlığa güçlü bir umut mesajı vermeliyiz diye düşündük. Bu vesileyle, bu seneki 1 Mayıs emek ve dayanışma günü insanlığa umut olsun. Yaşasın emek! Yaşasın dayanışma.”
Selçuk: Salgın Sürecinde Kamu Görevlilerinin Yaptığı İşin Önemini Bir Kez Daha Görmüş Olduk
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk yaptığı açılış konuşmasında, “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’nızı tebrik ediyorum. Sizler ülkemizin büyümesi ve kalkınması yolunda en büyük pay sahibisiniz. Biz buna yürekten inanıyoruz ve insan için sadece emeğinin karşılığının olduğu düşüncesindeyiz. AK Parti hükümetleri olarak emekçinin hakkını da daima geliştirici bir tutum sergiledik. Yürüttüğümüz her çalışmada çalışanlarımızın yanında olduk, sendikacılığın da yanında olduk. Hükümetlerimiz döneminde yine sendikacılık oranlarının her yıl arttığına şahitlik ettik bunun da böyle devam edeceğini umuyoruz. Sosyal paydaşlarımızla daima diyalog halinde olduk ve sorunların çözümü noktasında adımlar attık” ifadelerini kullandı.
Selçuk şöyle devam etti: “Gönül isterdi ki 1 Mayıs’ı alanlardan kutlayalım, ancak salgın nedeniyle konferans üzerinden bir aradayız. Bu vesileyle konferansla olsa da bu birlikteliğin çok ehemmiyetli olduğunu düşünüyorum. Bu güzel programla birçok ülkeden emek hareketi temsilcilerinin bir araya gelmesine vesile olan Memur-Sen’e ve temsilcilerine yürekten teşekkür ediyorum.”
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’mız Kutlu Olsun
Koronavirüs salgınına karşı tedbirleri ilk günden sıkı bir şekilde aldıklarını ifade eden Selçuk, “Bununla birlikte gerekli çalışmaları yaparak salgına karşı etkin bir mücadele verdik. Bu mücadelenin süreceğini belirtmek isterim, salgın sürecini en hafif şekilde atlamak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bu süreçte kamu görevlisi personellerimizin ne kadar önemli işlevler üstlendiklerini bir kez daha gördük. Hem hizmetin ulaştırılması noktasında hem de gerekli işlerin yürütülmesi noktasında önemli roller üstlendi kamu görevlileri. Bu vesileyle onlara da bir kez daha teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Selçuk sözlerini şu şekilde noktaladı: “Salgına karşı “Biz Bize Yeteriz” kampanyası başlattık ve bu kampanya milletimizin teveccühüyle 1 milyar 800 milyonluk bir rakamı aştı. Bu kampanyaya Memur-Sen de büyük bir destek verdi. Ben bundan ötürü de Memur-Sen camiasına teşekkürlerimi iletiyorum. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’nız kutlu olsun.”
Abdelkarim: Umarım 1 Mayıs Günü'nü Gelecek Yıl Daha Güçlü ve Salgından Kurtulmuş Bir Şekilde Kutlarız
Sudan İşçi Sendikaları Federasyonu Genel Başkanı Yousif Ali Abdelkarim ise yaptığı konuşmada, Sudan’daki sendikal hayata ilişkin açıklamalarda bulundu.
Abdelkarim, “Sudan İşçi Sendikaları Federasyonu’nun (SWTUF) son delege kongresi, uluslararası, bölgesel ve ulusal organizasyonun katılımıyla 10 Mayıs 2016 tarihinde gerçekleştirildi. Bu bizlere gösteriyor ki son kongrede seçilen liderlerin yetki süreci Mayıs 2016'da başladı ve Mayıs 2021'de sona erecek.
Sudan'da Aralık 2019'da gerçekleşen devrime karşı Sudan İşçi Sendikaları Federasyonu olarak çekincelerimizi ilettik ve geçiş hükümetiyle işbirliğini ilan ettik. Ancak 28 Nisan 2019'da bu geçici hükümet ülke çapındaki sendikal aktiviteleri yasakladı. Ulusal, bölgesel ve uluslararası örgütlerden gelen protesto ve sürekli taleplerin ardından geçici hükümet bu yasağı kaldırdı, bu karar tüm dünya tarafından sevinçle karşılandı. Şaşırtıcı bir şekilde, Aralık 2019'da, sendikalar ve meslek birlikleri ve işveren örgütleri, eski rejimin faaliyetlerini yürürlükten kaldırma yasası uyarınca tekrar feshedildi ve Sudan Sendikaları Federasyonu SWTUF' tüm mülklerine ve varlıklarına el konuldu ve kredileri ve banka hesapları donduruldu. Bu süreç zarfı içerisinde, Arap Çalışma Örgütü'ne ve Uluslararası Çalışma Örgütüne bir şikayet mektubu gönderdik. Tüm uluslararası, bölgesel ve kıta sendika örgütleri bizimle dayanışma içerisinde oldu ve Sudan geçiş hükümetine durumla ilgili mektuplar gönderdi. Sendikaların kapatılması kararının iptalini talep etti. Bizler inşallah mücadeleye devam edeceğiz ve kazanacağız. Memur-Sen'e bir kez daha bu programı tertip ettikleri için teşekkür ediyor ve tüm dünya işçilerinin 1 Mayıs'ta tebrik etmek istiyorum. Umarım 1 Mayıs Günü'nü gelecek yıl daha güçlü ve Corona salgının kurtulmuş bir şekilde kutlarız” diye konuştu.