Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi’nden TBMM Başkanı Çiçek’e Ziyaret
Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi heyeti TBMM Başkanı Cemil Çiçek’i makamında ziyaret ederek Komite’nin çalışmalarına ilişkin istişarede bulundu.
Heyette Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yanı sıra TESK Başkanı Bendevi Palandöken, , TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk ve TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik yer aldı.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek de kabulde yaptığı konuşmada, Türkiye-AB ilişkileri bakımından 50 yılın geride bırakıldığını anımsattı.
Bazen birinci gündem olsa, bazen arka sıralara düşse, bazen hükümetler değişse de Türkiye'nin bu politikadan vazgeçmediğini belirten Çiçek, "Türkiye, AB'ye hem tam üye olmak istiyor hem de ilişkilerini her alanda geliştirmek istiyor. Böyle olunca da Türkiye'nin AB politikası bir devlet politikasıdır" dedi.
Aradan geçen 50 seneye rağmen bugün dahi bir çok kriterler açısından Türkiye'den geride olan ülkelerin AB'ye üye olduğunu ama Türkiye'nin henüz istediği hedefi yakalayamadığını dile getiren Çiçek, son açılan fasıl çok önemli bulunmuyorsa, şu an Türkiye'nin müzakere edeceği faslın da kalmadığını söyledi.
"Türkiye'nin AB üyeliği noktasında bazı sıkıntılarımız var. Bunların önemli bir kısmı bizden kaynaklanmıyor" ifadesini kullanan Çiçek, "Türkiye'ye karşı bazı önde gelen devletlerin şaşı bakışından kaynaklanan bir durum var. Elbette birçok eksikliklerimiz var. Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü başlıkları altında söylediğimiz diğer fasıllarla da ilgili de birçok eksikliklerimiz var. Bunları biliyoruz ve ulusal programlar çerçevesinde bunları açıkladık. Biz kendi eksikliklerimizi yerine getirmek için duraksamadan bu çabaları sürdürmemiz gerekiyor ama bu rağmen bizim çok gerimizde olan birçok ülke AB'ye alındı" diye konuştu.
TBMM Başkanı Çiçek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ancak Türkiye bu hedefinden vazgeçmemelidir. Çünkü Türkiye'de birçok reformların yapılmasında, bazı yapısal ve kurumsal düzenlemelerin gerçekleştirilmesinde AB süreci teşvik edici, yönlendirici olmuştur. Özellikle müzakere tarihi verilebilmesi için 'şu değişikliklerin yapılması lazım' denildiğinde, 57. Hükümet döneminde yapılan değişiklikler, 2002'den sonra da parlamento tarihinin en verimli çalışmaları, iktidar muhalefet işbirliği ile o zaman gerçekleştirildi. Bunlar Türkiye'nin kazanımlarıdır. Aynı anlayışı sürdürmemiz gerekiyor.
TBMM, kurumsal olarak da bu konuya önem veriyor. AB Uyum Komisyonumuz var. Yine AB ile Türkiye parlamentoları arasında karma parlamento komisyonu var. Verdiğimiz önemin bir gereği olarak bu konuda müstakil bir bakanlık kuruldu. Demek ki Türkiye bu talebinde ısrarlı ve bunu sürdürmekte kararlıdır. Ama sonuç ne olursa olsun, Türkiye yaptığı her türlü düzenlemeyi öncelikle kendi halkı için yapıyor. Kazanımlar bizedir. Tam üyelik konusu hem Türkiye'nin hem AB'nın menfaatinedir.
AB bugün ekonomik bir güçtür. Siyaseten bazı konularda bir araya gelirler ama sorun çözme noktasında bir stratejik güç halinde değildir. Herhangi bir yerde sorun olduğu zaman 'AB bu işi çözer' diye dünyada bir kanaat yok. Hatta Avrupa'nın ortasında 250 binden fazla insanın hayatını kaybettiği Bosna dramında AB kılını kıpırdatmadı, hiçbir şey yapamadı. NATO üzerinden ve başka kaynaklardan bu soru kısmen çözülebildi.
Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği, Avrupa camiasına da çok şey katacaktır. Ama ne olursa olsun çalışmalarımıza devam etmeliyiz. Yaptığımız, yapacağımız işlerin hepsinin halkımızın, milletimiz menfaatine olduğu bilinci içerisinde bu süreci canlı tutmakta fayda var. Biraz mekanizma ağır da işlese şimdi Türkiye-AB ilişkilerine bir stent takılmış oldu, oradan azıcık kan akacak gibi gözüküyor. Bunun arkasının gelmesi lazım. Son ziyaretlerde bu konu gündeme geldi. Sayın Başbakan'ın Almanya ziyareti ve Fransa Cumhurbaşkanı ziyaretlerinde konuşuldu. Ümit ederiz yeni yaklaşımlarla bu konu hız kazanır ve kazanması da lazım."
Vize konusunun Türkiye'ye yapılan en büyük haksızlık olduğunu dile getiren Çiçek, Gümrük Birliği üyesi olup AB'ye üye olmayan başka ülke olmadığını, Gümrük Birliği üyesi olmayan başka birçok ülkeye vizenin uygulanmadığını söyledi. Çiçek, "İnşallah sözlerinde dururlar, caymazlar, üç yıl içerisinde Türkiye'nin bu beklentisi karşılanmış ve yapılan haksızlık da son bulmuş olur" ifadesini kullandı.
Çiçek, bu konuda meslek ve sivil toplum kuruluşlarının yapacağı çalışmaların önemli olduğunu kaydetti ve heyete teşekkür etti.
"AB, olmazsa olmazımız"
TESK Başkanı Bendevi Palandöken, komitenin yaptığı bazı çalışmaları anlatarak, "AB, olmazsa olmazımız" dedi. Gelecek günlerde AB ile sürecin gelişmesine ilişkin önemli görüşmeler yapacaklarını söyleyen Palandöken, "Vizesiz dolaşımın 3 yıl içinde gerçekleşecek olması bizi biraz daha umutlandırdı" diye konuştu.
Palandöken, AB yolunun, Türkiye'deki demokratikleşme alanında önemli gelişmelere vesile olduğunu söyledi.