Şehid Mursi, Direnişin Öğretmenidir!
Asrın firavunlarına karşı asrın şahidi olan Muhammed Mursi’nin meşru cumhurbaşkanlığını engellemek için dünyanın bütün emperyal güçleri ve ümmetin başına bela olan rezil ve aşağılık işbirlikçileri hep birlikte kumpaslar kurdular.
Meşru cumhurbaşkanlığını elinden almakla kalmadılar, tutukladılar, zindanlara attılar.
Hastalığının tedavisine izin vermediler.
Dünyanın umursamaz bakışları, ümmetin suskunluğu arasında yavaş yavaş öldürdüler, katlettiler.
Muhammed Mursi, bu süreçte asla boyun eğmedi, dik durdu, zillete karşı izzeti tercih etti.
Mursi zindanda her gün bir dava arkadaşının idamına şahid oldu.
Ama yılmadı, ama susmadı!
“Ey İslam ümmeti, suskunluğunuz bizi öldürüyor” diyordu!
Şeyh Ahmed Yasin gibi o da sevdasıyla yaşadığı ümmete sitem ediyordu.
Evet, bugün Sisi cuntası ve arkasındaki zalimler ne kadar suçluysa, sessizliğiyle bu zulme cesaret verenler de suçludur.
Hepimiz suçluyuz!
Ama bilmeliyiz ki bütün bu zulümler sadece ayağa kalkmamızla bir anda bitecek.
Biz haykırdığımızda çağın kisralarının, nemrutlarının, firavunlarının sarayları çökecek!
O mübarek şehadet kervanına katılan Mursi;
“Çocuklarımız, bizim için, ‘Onlar adamdı’ diyecekler” diyordu!
Ve adamlığını canıyla ispatladı.
Ne Sisi cuntasının yargısını tanıdı, ne hakikati eğip büktü, ne kişisel geleceğini zerre kadar düşündü!
Muhammed Mursi, hep İslam’ı, hep Müslümanları, hep ümmeti düşündü!
Hepsine şahidiz!
Adamlığına şahidiz ey şehid!
Yiğitliğine şahidiz!
Adanmışlığına, İslam’a sadakatine, ümmet aşkına şahidiz.
Yüzüne demokrasi maskesi geçirmiş firavunlar, nemrutlar, ashabı uhdudlar, Ebu Leheb’lerin karşısındaki, azim, cesaret ve izzetli duruşuna şahidiz!
Sana dünyalıklar karşılığında teklif ettikleri köleliği, zindanların özgürlüğünü tercih ederek elinin tersiyle ittin. Sen Firavun zindanlarının Yusuf’u oldun, şahidiz!
Sen Zekeriya peygamberin, sen Hz. Hamzaların neslisin, şahidiz!
Kabil’in karşısında Habil neyse, Firavun’un karşısında Musa neyse, Yezid’in karşısında Hüseyn, Şaron’un karşısında Şeyh Ahmet Yasin, İtalyan işgalciler karşısında Ömer Muhtar, Rus zulmü karşısında Şeyh Şamil neyse sen osun, şahidiz!
Şahidliğimize şahid ol ya Rab!
Yolun yolumuzdur ey Şehid!
Şehadetin mübarek olsun ey muazzez yürek, ey yiğit adam!
El-Aziz olanın kulu olmaya yakışan izzetli duruşun, adamlığın, yiğitliğin ve şehadetin nesillerimizin yolunu aydınlatacaktır!
Çünkü şehadet bir çağrıdır, nesillere çağlara!
Ümmetin gönderine çektiğin direniş bayrağı asla ve zinhar yere düşmeyecektir.
Bütün dünya duysun: Eğer bu bayrağı düşürürsek adam değiliz!
Zalimler bilsin ki; Mursi’nin şehadeti sadece kararlığımızı, zulme karşı öfkemizi artırmıştır.
Zalimler bilsin ki; Mursi’nin şehadeti öfkemizi daim, inancımızı kaim kılmıştır!
Çünkü her şehadet bir kıyamın işaret fişeğidir!
Direnişin damarlarına pompalanan kandır!
Siyonizmin uşağı Sisi cuntası ve arkasındaki destekçilerini lanetliyoruz.
Emperyalizmin İslam dünyasındaki karanlık oyunlarını boşa çıkarmaya ahd ediyoruz.
Türkiye halkı olarak 6 yıldır Mısır halkını, Mursi ve yol arkadaşlarını, Rabia direnişinin yiğit evlatlarını yalnız bırakmadığımız gibi bundan sonra da kardeşlerimizin yanında durmaya devam edeceğiz.
Zindanlarda esir tutulan kardeşlerimizin sesi olmaya, duası olmaya devam edeceğiz.
Ümmetin başı sağ olsun!
Başımız sağ olsun!
Şehadetin kutlu olsun ey şehid!
Yaşasın Rabia ruhu!
Kahrolsun Sisi Cuntası!
Zalimler için yaşasın cehennem!
Allahu Ekber! Allahu Ekber! Allahu Ekber!