NATO Skandalı Meczub İşi mi, Niyet Beyanı mı?
Memur-Sen ailesi olarak; böyle bir olayın bizim nazarımızda özür beyanıyla geçiştirilemeyecek sonuçlar doğuracağını belirterek, en şiddetli şekilde tel’in ediyor ve medeniyet ve millet şuurumuzla hükümet meselesini aşan bu saldırı karşısında hükümetimizin ve devletimizin yanında olduğumuzu belirtiyoruz.
Bu noktadan hareketle NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in, "Olaylar, tek bir kişinin eylemlerinden kaynaklanıyor ve NATO'nun görüşlerini yansıtmıyor" özrüyle konuyu kapatması mümkün değildir.
Çünkü; her konuda planlı hareket eden ve hedef noktasını belirlerken bu plan çerçevesinde hareket eden bir yapının içine “bir meczup” sızabiliyorsa, bu konunun üzerinde düşünülmesi gerekir. Zira NATO bir güvenlik örgütüdür. Eğer NATO içindeki bir yapının organizasyonuysa, yine NATO’nun bu noktada kendini sorgulaması, paradigmasının gözden geçirmesi gerekir.
Bazı ana akım batı medyasında manşetleri süsleyen “Saving NATO from Turkey” yani “NATO’yu Türkiye’den Korumak” sözü, bizim şüphelenmemizi sağlayacak yeterli doneyi sunmaktadır. Söz konusu olay hakkındaki şüphemizi destekleyen başka bir delil de, geçmişte yaşadığımız darbeler ve NATO tarafından örgütlenen ve ülkemize karşı birçok açık ve örtülü operasyon yapan gladyo meseleleridir.
Fakat köprünün altından çok sular aktı. Türkiye, eski Türkiye, dünya da eski dünya değil artık.
Darbelerle sınanmış ve 15 Temmuz’da destan yazarak darbecilerin arkasındaki güçlere ve dünya sistemine de meydan okumuş bir millet olarak bütün dünyaya Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleriyle haykırıyoruz:
“… Türkiye o eski Türkiye değil. Türkiye’ye gündem dayatamazsınız. Türkiye’nin gündemini belirleyemezsiniz. Türkiye’ye artık zalimler için, zalim ve terörist devletler için nöbet tutturamazsınız. Türkiye’ye o eski günlerde olduğu gibi parmak sallayarak istikamet çizemezsiniz. Bu Türkiye yeni Türkiye’dir, tam bağımsız Türkiye’dir. Ne içerideki işbirlikçilere ne dışarıda mütekebbirlere boyun eğecek bir Türkiye yok.”