Memur-Senli Kadınlar Ankara’da Buluştu
“Örgütlü Kadın Güçlü Toplum” sloganıyla Ankara’da gerçekleştirilen Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Türkiye Buluşması’na Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın yanı sıra, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcıları Levent Uslu, Hüseyin Öztürk, Hacı Bayram Tonbul ve Soner Can Tufanoğlu, Büro Memur-Sen Genel Başkanı Yusuf Yazgan, Diyanet-Sen Genel Başkanı Ali Yıldız, Kültür Memur-Sen Genel Başkanı Mecit Erdoğan, Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı Kenan Çalışkan, Birlik Haber-Sen Genel Başkanı Ömer Budak ve Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın katıldı.
81 ilin Memur-Sen ve bağlı sendikalarının kadınlar komisyonu üyelerinin buluştuğu ve büyük bir heyecanın hakim olduğu programda konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, salondaki coşkunun kendisini de heyecanlandırdığını ifade ederek başladığı konuşmasında “Her şeyin tepetaklak edildiği, oryantalist ve pozitivist bakışların ferman okuduğu bir zeminde, medeniyetin kadim değerlerine kuşanarak, tam 30 yıl önce emek alanında güçlü bir söz, erdemli bir duruşla yer alan Memur-Sen’in sesine ses, sözüne söz kattınız” ifadelerini kullandı.
“Bizim sözümüzün istikameti bellidir: Zulme karşı adaleti, sömürüye karşı emeği, tek tipleştirmeye karşı hürriyeti, emperyalizme karşı bağımsızlığı, hâsılı kadın erkek demeden, kimsenin ırkına, milliyetine, dinine bakmadan insanı ve insanlığı yükseltmeye ahdetmiş, adanmış insanların sözüdür” diyen Yalçın, Memur-Sen Kadınlar Komisyonu’nun ortaya koyduğu gayret ve emekle bu sözü yükselttiğini söyledi.
“Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Sendikacılığın Eksik Halkasını Tamamlıyor”
Memur-Sen Kadınlar Komisyonu’nun ilk günden itibaren gerçekleştirdiği faaliyetlerle nasıl bir atılım yaptığı, bugüne nasıl geldiğini takdir ve hayranlıkla izlediğinin altını çizen Yalçın, “Sendikaların erkeklere mahsus toplanma alanları olmadığını kanıtlayan bir başarı öyküsüdür bu. Dolayısıyla sendikacılığın erkek uğraşısı değil insani değerler merkezli muhaliflik olduğunu kanıtlayan kadın örgütlenmesiyle Memur-Sen, Türkiye’deki sendikacılığın eksik halkasını tamamlamıştır” diye konuştu.
Memur-Sen kadın örgütlenmesinin gündeme dair her konuda, içinde kadınlarla ilgili konu olsun olmasın her sorunda sahaya çıktığını belirten Yalçın, “ Kadınlar komisyonumuz masada yerini aldı. Anayasadan eğitime, toplu sözleşmeden iş güvencesine, dünyanın adaletsiz düzeninden savaşlara, diplomasi oyunlarından merhamet diplomasisine her alan, konu ve zeminde temsilin hakkını verdi. G-20 zirvesinde de, BM kürsüsünde de Memur-Sen Kadınlar Komisyonu vardı. Ülkemizi hedef alan teröre karşı çıkan, 15 Temmuz’da FETÖ’nün ihanet lejyonerlerinin karşısına çıkarak meydanları dolduran, darbeye, cuntaya, işgale karşı milletin yanında yer aldı” şeklinde konuştu.
“Bu Coşkulu Kalabalık Sendikalılıktan Sendikacılığa Yolculuğun Kararlı Göstergesidir”
Sendikacılığı ideolojilerin kavga alanı olarak gören kimi sendikaların kadın hakları kavramını da baltaladığını ifade eden Yalçın, “Bu örgütler her değeri, her kimliği sömürmekte mahirdiler; Kadını sömürdüler. Gençleri sömürdüler. İşte böyle bir ortamda hak arama makyajıyla ideolojik aparata dönüştürülen sendikaları, sendikacılık dönemini biz bitirdik. Kolay olmadı elbet. Kara kışlarda müesses nizamın tehditlerine, sürgünlerine maruz kaldık. Çağları aşan değerlerimiz yine müesses nizamın güdük kurumları tarafından hor görüldü, aşağılandı. Ama biz yılmadık. Ahlakla yoğrulmuş şuur, idrakle çelikleşmiş irade her engeli aşar. İşte bu şuur ve idrakle mayalanmış Memur-Sen; hak, emek, ekmek ve adalet noktasında çağa imzasını atmaya devam edecek. Bütün bu süreçte kadın üyelerimiz hep ön saftaydı. İşte, bugün burada bir araya gelenler, böylesine imtihanları aşa aşa gelen, çelikleşmiş iradenin temsilcileridirler. Bu muhteşem ve coşkulu kalabalık Türkiye’nin en büyük emek hareketinin kadın öncülerinin sendikalılıktan sendikacılığa doğru yolculuğunun kararlılığın göstergesidir” ifadelerini kullandı.
Memur-Sen ve Kadınlar Komisyonu’nun bin yıllık hayaller görenlerin hayallerini yıktığını belirten Yalçın, “28 Şubat’ta eğitim ve insan haklarını gasp eden zorbaların turnike ve ikna odalarını, sahiplerinin başına geçiren bu teşkilattır” diyerek “28 Şubatçılar yargılanıncaya ve hak ettikleri cezaları alıncaya kadar davanın peşini bırakmayan, 28 Şubat zulüm ve cürümlerini raporlaştırarak tarihe not düşen bu teşkilat değil midir? Kamuda kıyafet özgürlüğü için 12 milyon 300 bin imzayı bu örgütlü güçle toplayan,kadına şiddet ve haksızlıkları Sıhhiye Meydanı’nda protesto eden, ‘Mazlumlar İçin İnfak Vakti’ diyerek sığınmacılara yardım kampanyasında Şanlıurfa’da bir araya gelen, Gaziantep’te terörü lanetleyen, 81 ilde yardım TIR’larını Halep’e çıkaran, Yüreğini Diyarbakır annelerinin yüreğiyle birleştiren, Suriye zindanlarında tutsak edilen kadınların çığlıklarını dünyanın sağır kulaklarına duyurmak için meşaleli yürüyüş yapanlar sizlerdiniz” diye konuştu.
“Hesaplaşma Olmadan Helalleşme Olmaz”
Başörtüsü yasağına karşı Memur-Sen Kadınlar Komisyonu’nun verdiği mücadeleyi hatırlatan Yalçın, kamuda başörtüsü yasağının bitirilmesi konusunda Memur-Sen’in tarihe geçtiğini söyledi. 28 Şubat döneminde yaşananları hatırlatan Yalçın, “Bu ülkeyi kamplaştırdılar. Birbirine düşman ettiler. Bu salondaki gibi bir fotoğrafı çok gördüler. Başı açık kapalı diye birbirinden ayırdılar. Ötekileştirdiler. İnsanları tanımak yerine tanımlamayı seçtiler. İkna odalarına çekerek onları imha etmeye çalıştılar. Herkes bir daha yaşanmamasına ilişkin cümleler kuruldu. 25 yıllık süreçte kararlarıyla hesaplaşıldı ama 28 Şubat’ın adamlarıyla hesaplaşılmadı, hasır altı edildi. Ne kadar 28 Şubatçı varsa tamamıyla hesaplaşılmalı. 12 Eylül’de yaşadıkları travmalardan, karşı karşıya kaldıkları acılardan dolayı insanlar hala 12 Eylül ile hesaplaşmanın cümlesi kurarken, 28 Şubat’la hesaplaşılmadan helalleşilmez. 28 başörtülü kadınla fotoğraf çektirip helalleşiyoruz diyorlar. Hayır, hayır, hayır…!” ifadelerini kullandı.
28 Şubat’ın mağduriyetlerinin devam ettiğini de belirten Yalçın, “Emek hareketlerinin %35 istediği yerde size %50 zam veriyoruz diyerek ezberleirni bozan adamın iktidardan indirilmesi için TOPUK SELAMIYLA askerden emir alıp sokağa çıkan beşli çeteyle hesaplaşıldı mı? O gün gerek ekranlardan gerekse kalemleriyle haysiyet cellatlığı yapanlarla, kamu bankalarını hortumlayanlarla hesaplaşıldı mı? Gençleri ikna odalarına alıp onur suikasti yapan Kemal Alemdaroğlu’yla Yücel Taşkın’la, Ferit Bernay’la, Nur Serter’le hesaplaşıldı mı ki 28 başörtülü ile helalleşiyorsunuz?” diye konuştu.
Aydın: Gayretiniz Hayallerimizi Büyütüyor
Programda kadın üyelere hitap eden Memur-Sen Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın ise çalışma hayatının öznesi olan kadınların emek mücadelesinde de öncülük yapma hayallerini adım adım gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, “Bugün lider kadın kadromuz, çeyrek asırlık emek mücadelemizin misyon taşıyıcıları oldu. Emek mücadelesine dört elle sarılmış, sendikasını ikinci ailesi olarak gören siz değerli kadın liderlerimizle bir arada olmanın gururunu taşıyorum. Bugün burada sadece Kadınlar Komisyonu’nun lider kadrosu olarak yer almıyoruz. Bin yıllık vesayet hayali kuranları tarihin çöp sepetine atan irade, 12 milyon imza ile kamusal alan yalanını çalışma hayatından söküp atan güç, 15 Temmuz hain darbe girişiminde tankların önündeki inanç olarak duruyoruz, Bizler, ‘Dünya 5’ten emek sermayeden büyüktür’ düsturunu sendikacılığa taşıyan meşaleyiz” ifadelerini kullandı.
Aydın, Memur-Sen Kadınlar Komisyonu olarak; geleceğin sendikacı kadın liderlerini yetiştirmek için yola çıktıklarını söyleyerek, bugün gelinen noktada komisyonların birer okul işlevi kazandığına dikkat çekti. Pandemi döneminde verilen çevrimiçi eğitimlere gösterilen ilgiye ve vefa destek gruplarında gösterilen gayrete tarihin şahitlik edeceğinin altını çizen Aydın, “Sendikal eğitimlerimizde hafızamızı muhafaza edelim dedik, yüksek katılımla oradaydınız. Online sertifikalı eğitimler dedik en büyük iştiyakla yerinizi aldınız. Üye çalışmaları yaptınız, kurum kurum gezerek sendikal ailemize yeni neferler kattınız. Heyecanınız, iştiyakınız bize umut aşılamakta, gayretiniz bize güç vermekte, hayallerimizi büyütmektedir” diye konuştu.
Tüm dünyada büyük bir şiddet sarmalı yaşandığına vurgu yapan Sıdıka Aydın, kadınların şiddetle aynı cümlede bile bulunmasının kadınları incittiğini ancak günümüzde şiddetin kadınla birlikte anılan bir eyleme dönüştüğünü söyleyerek, “Bize göre şiddet bir cinsiyet değil şahsiyet meselesidir. Katmanlıdır, kök nedenleri vardır. Bundan dolayı da şiddetin ancak proaktif çözümlerle önleneceğine inanıyoruz. Bunun yanında toplumsal yaşamdaki şiddet, iş yerlerimize de sızmış durumda. Kamu hizmeti verirken okulda veli şiddeti, hastanelerde hasta ve hasta yakını şiddetine maruz kalıyoruz. Şiddetin mobbing hali çalışma hayatında bir virüs gibi dolaşmakta, tükenmişlik, ağır travmalarla toplumsal hayatı tehdit etmektedir. İş yaşamında şiddetin önlenmesi için gerekli kanuni düzenlemelerin yapılması zaruridir. Eylemlerimizde, söylemlerimizde, toplu sözleşmelerde bu gerçeğe işaret ediyoruz. Kadınlar Komisyonları olarak şiddet ve mobbingin çalışma hayatının tamamından sökülüp atılması için mücadele ettik, etmeye de devam ediyoruz” dedi.
Aydın, son olarak “Türkiye’nin en büyük emek örgütü olan Memur-Sen’imizin kuruluş kodları özelde üyeye, genelde ülkeye, toplamda yerküreye faydalı olmak üzerinedir. Bunun kadınlar komisyonlarımıza yansıması özelde kadınlara, genelde tüm çalışanlara, toplamda tüm insanlığa fayda vermek için mücadele etmektir. Biz de bu bilinçle önümüzdeki süreçte Kadınlar Komisyonumuzu adım adım daha ileriye taşıyacak ve üzerimize düşen sorumluluğumuzu yerine getireceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.
Kadınlar Komisyonu Türkiye Buluşması’nın açılış programının ardından Memur-Sen’e bağlı sendikaların kadın komisyonları istişare toplantıları gerçekleştirildi. Sendika Genel Başkanları ile yönetim kurullarının da katıldığı toplantılarda üye çalışmalarının değerlendirilirken, sendikal çalışmalar ve teknik konular ele alındı.