Kültür Memur-Sen 6. Olağan Genel Kurulu Gerçekleştirildi
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın Genel Kurul’da yaptığı konuşmada Memur-Sen’in 27 yıllık geçmişinde her zaman mücadelenin olduğunu hatırlatarak, Türkiye’nin temel hak ve hürriyetlerinin kurumsallaşması, insanların özgürlüklerinin gelişmesi, ülkenin korku tünelinden çıkması, vesayet ikliminin ülke üzerinden kalkması noktasında en önemli işlev gören kuruluşların başında geldiğini vurguladı.
Memur-Sen’in 11 hizmet kolundaki yetkili kapasitesiyle sadece üyelerine değil, üye olmayanların, üye olamayanların, başka sendikalara üye olmuş olanların, kamu görevlileri emeklilerinin, 5 milyonu aşan bir kitlenin sorumluluğunu üzerinde taşıdığının altını çizen Yalçın, önemli bir dönemin eşiğinde olduklarını ifade etti. Yalçın, “Sendikal hareketimiz yarım asra yaklaşırken aynı zamanda her dönem gelişerek her dönem gücüne güç katarak her dönem anın sorumluluğunu kuşanarak, özelde üyenin genelde tüm insanlığın sorunlarına çözümler getirme noktasında güç birliği yürütüyor” şeklinde konuştu.
“Sistemde Meydana Gelen Boşluklar Giderilmeli”
Memur-Sen olarak önemli süreçlerin içinde olunduğunu belirten Yalçın, 4688 sayılı yasada tadil edilmesi gereken yerler olduğunu belirtti. Yalçın, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile birlikte kamu işveren heyetinin kimlerden oluşacağı konusunda boşluk oluştuğuna dikkat çekti. Kurumlarda yaşanan değişikliklere atıf yapan Yalçın, bu boşlukların giderilmesi noktasında da çalışılması gerektiğini söyledi.
Ek gösterge konusunda bir kez daha çağrıda bulunan Yalçın, “24 Haziran öncesi Başbakan’ı ziyaret ettiğimizde 27 başlıkta tekliflerimizi sunduk. En önemli başlık ek gösterge konusuydu. Çünkü toplu sözleşme tekliflerimiz arasındaydı. Kamuda bozulmuş olan ek gösterge düzeneğinin yeniden tanzimi noktasında teklifimiz ve ısrarımız oldu. Cumhurbaşkanı’nın seçim sürecinde bunu ifade etmesi doğru yolda olduğumuzu teyit etmiş oldu. Biz de kararlığımızı sürdürdük” diye konuştu.
Ek gösterge kapsamına ilişkin hassasiyetlerini yineleyen Yalçın, “Gelinen noktada 4 meslek grubu ve yöneticiler olmak üzere 5 grup üzerinden tartışılan bu konunun tüm kamu görevlileri üzerinden tartışılmasına ilişkin hassasiyetimizi bir kez daha yineliyoruz. Buradan bir kez daha çağrıda bulunmak istiyorum. Bu tüm kamuda memnuniyet üretmesi gereken bir konudur. Yardımcı hizmetler sınıfının ek gösterge sistematiğine dahil edilmelidir. Hepsinin memnun edileceği bir çerçeve son derece önemli” ifadelerini kullandı.
Yalçın, kamuoyuna yansıyan haberlerle ilgili olarak ise “Dün kamuoyuna iki haber yansıdı. Ek göstergeyle ilgili olarak ‘Seçimden önce hayata geçebilir’ haberinin yanında, ‘Kapsamı tartışılıyor seçim sonrasına kalabilir’ diye iki farklı ifade basına düştü. Biz bu konuda zaman kadar kapsamın da önemli olduğunu ifade ediyoruz. Memur-Sen ailesi olarak bu konuda çağrımızı yineliyoruz. Ek gösterge konusunda kapsam geniş tutulmalıdır.” diye konuştu.
Sözleşmeli İstihdam Stres Üretiyor
Sözleşmeli istihdam türüne de eleştiriler getiren Yalçın, sözleşmeliliğin stresler ürettiğini ifade ederek 22-23 Şubat tarihlerinde Memur-Sen Genel Merkezi’nde bağlı 11 sendika ile yapılacak çalıştay ve Kamuda Sözleşmeliliğe Son Şura’sının bu konudaki teklif ve önerilerin kayıt altına alınacağını söyledi.
Erdoğan: Medeniyet sendikacılığını milletimize ve insanlığa kazandırma gayreti içindeyiz
Sözlerine merhum Akif İnan’ın, “Bütün elbiseleri yırtsak yedir, Yeter bize Vefa elbiseleri” sözleriyle başlayan Kültür Memur-Sen Genel Başkanı Mecit Erdoğan ise, “Biz, bir vefa örgütüyüz. Bu davanın önderlerini ve mimarlarını asla unutmadık, unutturmayacağız. Hak sendikacılığı ekseninde yeni bir duruş ve bakışla yepyeni bir erdemli sendikal yolculuk başlatan merhum Mehmet Akif İnan ağabeyimizi hayırla anıyorum” ifadelerini kullandı.
Kadim kültür ve medeniyetimizin yeniden inşasının; güçlü ve büyük Türkiye’nin geleceğinde önemli olduğunun farkında olduklarını belirten Erdoğan, “Bu bilinçle kültür sendikacılığını hayata geçirdik, medeniyet sendikacılığını milletimize ve insanlığa kazandırma gayreti içindeyiz. Tabi, biz kültüre Batıcı bir zihniyetle bakmıyoruz. Kendi değerlerimiz ve ilkelerimiz penceresinden bakıyoruz. Bazı insanlar vardır. Kargadan başka kuş tanımazlar. Batıcı zihniyet için de sanat sadece opera ve baleden ibarettir. Bizim için sanat görsel, işitsel, fonetik ve plastik sanatların yanında, geleneksel el sanatları olan; yazı, hat, tezhip, ebru, minyatür, Kat’ı, şiir ve edebiyattır. Biz ilk emri oku olan bir dinin müntesipleriyiz elhamdülillah. Bizim sanatımız; kitapla beslenen, kütüphane ile güçlendirilen bir alandır” diye konuştu.
