Kamu-Sen’in Yeni Stratejisi; Paravan Dernekten Medet Uman Sendikal Zavallılık
Sözleşmeli personelin kadroya geçişini değil bu söylem üzerinden geçimini sağlamayı öncelemiş bir kurnazın başkanlığını yaptığı bir dernek; Konfederasyonumuz Memur-Sen’e, Genel Başkanımıza, Memur-Sen tarafından yürütülen faaliyetlere ve girişimlere yönelik olarak sosyal medya hesapları ve o hesap üzerinden yürüttüğü hastagg çalışmalarıyla periyodik sayılabilecek aralıklarla sataşma, değersizleştirme ve tahkir etme hedeflerinin tetikçiliğini ve ameleliğini icra ediyor. Derneğin sitesindeki veriler; Başkanından başka Yönetim Kurulu üyesinin olmadığını, Denetleme ve Disiplin Kurulu’nda ise ya üye olmadığı ya da bu kurulların gerçekte hiç kurulmadığı bilgilerini bize veriyor. Bu ölçekte bir derneğin sık aralıklarla sosyal medya çalışması yapma imkanına sahipken sitesini düzenleme kapasitesinden yoksun olmasının tek açıklaması olabilir; sahiplerinin izin verdiği kadar bilgi ve isim deklare edebilen paravan yapı ve kurnaz başkan eşleşmesi sahneye konulmuş.
Paravan derneği de onu geçim kapısı olarak kullanan yöneticisini de gündemimizde tutmayı düşünmüyoruz. Emeğimizi hiç etmeye, gayretlerimizi değersizleştirmeye, aldığımız mesafeyi geri getirmeye dönük hamlelerinin ve kirli ameleliğin hesabını, yapacağımız başvuru sonrasında yargıya verecekler.
Eski sendikacı ile ezik sendikacının ortak taktiği; kuyruğunun peşinden koşan at
Bizim asıl dikkat çekmek istediğimiz husus; bu paravan yapının tezgahında götürü iş yapmayı, sosyal medya trolü olmayı sendikal mücadele sayacak kadar çaresiz kalan Kamu-Sen’in, eskisi ve yenisiyle başkanlık koltuğuna oturan öznelerin durumu.
Paravan derneğin açtığı hasthag üzerinden Memur-Sen’e sataşma fırsatı kumlanmaya çalışan sendikacı eskisi ile sendikacılık eziğinin birlikte icra ettikleri taktik eylem; Kamu-Sen’in, “Paravan Dernekten Medet Uman Sendikacılık/Zavallılık” şeklinde yeni bir strateji oluşturduğunu gösteriyor. Sözleşmeli personelin kadroya geçişine yönelik cümle kurmak, kamu görevlilerinin kendilerine üye olmasını sağlayacak sendikacılık yapmak becerilerinin olmadığını itiraf edercesine “Memur-Sen’den istifa” daveti yapıyorlar. Sendikal mecrada yarışmaya güçleri ve sözleri yok sosyal medyada sataşmaya ve çatışmaya klavyeleri var. “Yalandan sendikacılık” yaptıkları ortaya çıkınca “sanaldan sendikacılık” yapmayı deniyorlar.
Konfederasyonunu ve sendikasını istifa ederek terk eden, politik hayal gemisini genel başkanlık için icazet aldığı siyasi partiden istifa edenlerin kurduğu partinin genel merkezine park eden, yakın zamanda oradan da istifa edip politik yolculuğunda bir kez daha çark eden milletvekili İ. Koncuk; istifa ederek yön ve yol değiştirme noktasındaki stratejisini/kapasitesini büyük bir pişkinlikle kamu görevlilerine de tavsiye ediyor. Milletvekili seçildiği Adana’da Büyükşehir Belediyesince işlerine son verilen 468 sözleşmeli personel için susmayı tercih eden Koncuk, paravan derneğin sosyal medya çalışmasında avazı çıktığı kadar bağırma modunda tweet atarak; sözleşmeli personele destek, Memur-Sen’e köstek, Kamu-Sen’e ise “beni unutmayın” noktasında istek pozu vermiş. İsmail Koncuk’un sözleşmeli personel için bizzat irade göstermek imkanına sahipken sessiz kaldığı Adana gerçeğini atacağı bir tweet ile unutturma gayretine hayranlık duymak mümkün değil fakat aymazlık etiketi vurmak gerekli.
Kamu-Sen’in şimdiki başkanının hali ise İsmail Koncuk’tan daha vahim görünüyor. Sendikal mecrada Memur-Sen’le yarışma imkanının olmaması, sanal dünyada paravan bir yapının amalesi olması, ideolojinin amiral gemisini terk eden selefiyle işbirliği yapması, üstüne bir de sözleşmeliler için kadro istemek yerine kamu görevlilerinin Memur-Sen’den istifası için yalvarması gibi bir kuş için onlarca taş atması ve hepsinin isabetsiz olması ne çaycının ne de kahvecinin ikramında tad bırakıyor.
Adana’da 468 sözleşmeli personel işsiz ve emeksiz kalırken sözüm ona “millet ittifakı” zarar görmesin telaşına düşen Sayın Koncuk emekçinin hukukunu değil daha sonra terk edeceği ittifakın hukukunu korumayı tercih etti. Şimdi; onunla iş tutan Kamu-Sen ve Kahveci de millet ittifakı zarar görmesin diye sözleşmelilere zarar verilmesine sessiz kaldı hatta ses çıkarmaya çalışan il temsilcisini görevden aldı. 468 sözleşmeli kardeşimizin hiçbiri Memur-Sen üyesi değildi fakat hepsinin güvencesi ve güvendiği yer Memur-Sen oldu. Bugün sözleşmelilere klavyeyle kadro desteği veren politikacı ve sendikacı iki zevat o günlerde üyeleriyle görüşmeye tenezzül etmedi, tevessül edemedi. O arkadaşlarımız emeğin, emekçinin ve sözleşmelinin hakkını koruyan ve arayan Memur-Sen’dir diyerek bize geldiler ve destek istediler. Sonuç üyesi olmayan emekçinin hukukunu korumak için Adana’da eylem yapan Memur-Sen oldu. Bütün bunlar ittifakını ve siyasi irtibatını emekten ve emekçiden daha çok önemseyen klavye kahramanı bitik politikacı ve ezik sendikacı gerçeğini gözler önüne seriyor. Onlar sözleşmeliyi ya da kadroyu değil konumlarını, koltuklarını ittifak ya da irtibat halinde oldukları ortaklarını düşünürler. Bu gerçek kuracakları hiçbir tezgah ve oynayacakları hiçbir rolle değiştiremez.
Bütün bu serencamı yeni aymazlık, aptalca kurnazlık, ahlaksız ortaklık, idrak ve şuur yoksulu sendikacılık, şeref ve haysiyet yoksunu teşrifatçılık olarak niteleyip sataşmaya ve çatışmaya meraklı olanları sevindirebilirdik. Fakat Memur-Sen öyle yapmayacağız. Sözleşmeli personel üzerinden geçinenleri, sözleşmeli personelin hedef ve beklentilerini kullanarak makamlarında, görevlerinde mevkilerinde vakit geçirenleri kal’e almamaya, adam yerine koymamaya devam edeceğiz.
Memur-Sen olarak; sözleşmelilerin beklentilerini seslendirmeye, tekliflerimizle mutlu sona yani kadro için mücadele etmeye, sözleşmeli personel arkadaşlarımızın mevcut sorularını bitirmeye zaman ayırmaya dair tavrımız, kararımız ve ısrarımız sürecek. Kısaca “Tek Çözüm Kadro” iradesiyle yol alan kervan yürüyecek…