İLK TOPLU SÖZLEŞME MARATONU BAŞLADI

01.08.2015 20:31

İLK TOPLU SÖZLEŞME MARATONU BAŞLADI

 

Milyonlarca kamu çalışanı, emeklisi ve ailelerinin merakla beklediği toplu sözleşme süreci, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda başladı. Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti Başkanı olarak konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, kamu çalışanlarının taleplerinin karşılanması gerektiğini söyledi.

 

 

Toplantının açılışında konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, toplu sözleşme görüşmelerinin ilk toplantısını yaptıklarını belirterek, ''Bugün kamu görevlileri sendikacılığı ve çalışma hayatı açısından tarihi bir gün yaşamaktayız. Çünkü kamu görevlileri sendikacılığında ilk kez toplu sözleşme görüşmesi yapılmaktadır. Bu tarihi gün 2009 yılında hükümetimiz tarafından Emek ve Dayanışma Günü ilan edilen 1 Mayıs'ın hemen arefesinde gelmesi de ayrıca sevindiricidir'' dedi.

 

Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti Başkanı olarak konuşan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, konuşmasına 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü kutlayarak başladı. Referandumun, önemli bir dönüm noktası olduğunu söyleyen Gündoğdu, “Referandumla toplu sözleşmeye adım attık. Ancak yasal düzenleme bir türlü gerçekleşmedi. Gecikmenin sorumlusu memurlar ve sendikalar değildir. Toplu sözleşmenin gecikmesinin stres ve sıkıntısını yaşadık. Bakanla bir çok konuda çalıştık, anlaştık. 3 ay sonra aynı noktaya geldik. Hizmet kolu toplu sözleşmesinde, burada anlaşmışken başa döndük. Bunun gibi gecikmeler de yaşadık. Gecikmeden kaynaklanan kayıplar mutlaka telafi edilmelidir. Siyasi irade ve bürokrasi, toplu görüşme ve toplu sözleşme arasındaki farkı idrak etmiş bir şekilde toplu sözleşme sürecine katkı sağlamalıdır” diye konuştu.

 

 

Bazı bakanların Türkiye’nin sürekli büyüdüğü, ekonomide dünyanın kutup yıldızı olduğu yönünde demeçler verdiğini hatırlatan Gündoğdu, bu tabloda kamu görevlilerinin emeği ve katkısına dikkat çekti. Büyümeden ikinci olan Türkiye’deki kamu çalışanlarının, ekonomik yönden ikinci olamasa bile, ilk 5’e girmesi gerektiğini dile getiren Gündoğdu, “16 milyon insanımızı ilgilendiren bu masanın amacı, bu insanlarımız için iyi sonuçlar çıkarmaktır. 3 hafta önce açıklanan teşvik paketi ile sermayenin motivasyonu yükseltildi. Birçok kalemde, sermayenin gider kalemleri azaltıldı. Bu her azalış, gelir hanesinde artış demektir. Kamu görevlileri de bu ülkenin temel direkleri ve emek verenleridir. Kamu görevlilerine verilecek artış, doğrudan piyasaya yansıyacaktır” dedi.

 

 

Bütçe disiplerini açısından bakarak, kamu çalışanlarına yapılacak zam konusunda ‘vergi tehdidi’ üretenlerin, tehlikeli bir strateji izlediklerini de belirten Ahmet Gündoğdu, “Kamunun bütün kaynaklarını kamu görevlilrine isteyecek kadar aç gözlü olmadığımızı belirtirken, tamamının sermayeye verilmesine de kayıtsız kalmayacağız” ifadelerini kullandı.

 

 

Tekliflerine bakıldığında ‘bütçeden en büyük payı biz alalım’ anlayışının olmadığının görüldüğünü de kaydeden Ahmet Gündoğdu, toplu sözleşme masasının konusuna yönelik değerlendirmelerde de bulundu. Gündoğdu, “Kamu çalışanlarını ilgilendiren herşey toplu sözleşme masasının konusudur. Kamu görevlilerini insan hakkı ile ekmek arasında tercih yapmaya zorlayan bütün konular toplu sözleşme masasının konusu olmalıdır. İnsan onuru ile çalışma şartları arasındaki tercih gerektiren herşey, toplu sözleşme masasının konusudur. Biz, tekliflerimizi özgürce sunduk. Kamu işveren heyetinin taleplere bakışı, onların özgürce bakışlarını ortaya koyacaktır” dedi.

 

 

Bir hafta önce tekliflerini Devlet Personel Başkanlığı’na sundukları bilgisini de veren Ahmet Gündoğdu, kamu işveren heyetinin de ilk toplantıya kendi teklifleri ile gelmemişlerse bile, bir sonraki toplantıya mutlaka tekliflerini getirmelerini beklediklerini kaydetti. Konfederasyonların mali taleplerinin farklı olabileceğini de dile getiren Ahmet Gündoğdu, her konfederasyon veya sendikanın kendi temel değerleri açısından önceliklerinin farklı şekilde sunmasının bir çelişki olmadığını vurguladı.

 

 

 

‘Ek ödeme kapandı’ yönünde beyanlarda bulunulduğunu da dile getiren Ahmet Gündoğdu, 666 Sayılı KHK’nin eşitliği sağlamadığını, çalışma barışını bozduğunu ifade etti. Bazı üst düzey kamu çalışanlarına 772 TL’ye varan artış yapılırken, öğretmen, öğretim görevlisi, din görevlisi gibi kamu çalışanlarının kapsam dışı tutulduğunu da söyleyen Gündoğdu, eşit işe eşit ücret amacıyla çıkarılan kararneme kapsamında kalan kamu çalışanlarının mağduriyetini toplu sözleşme masasında gidereceklerini belirtti. Devletin, üst düzey kamu görevilerine fabrikatör Hulusi Kentmen, kamu çalışanlarına ise Turist Ömer tarzıyla yaklaştığını söyleyen Ahmet Gündoğdu, su yaklaşımın asla tasvip edilemez olduğunu kaydetti.

 

2012 yılı öncesi, son 3 yıla bakıldığında, maliye bürokrasisinin enflasyon tahmininin hiç tutmadığını hatırlatan Gündoğdu, “3 yıldır kamu çalışanlarına enflasyon farkı ödeniyor. Fark, en az iki katı kadardır. Bu, bir hesap hatası mı, şark kurnazlığı mı, bunu da kamuoyu vicdanına bırakıyorum. TÜİK verilerine göre yapılan araştırmada açlık sınırı 1040, yoksulluk sınırı ise 2769 TL’dir. Bunun anlamı şudur; kamu çalışanlarına ya açlığa dayan, ya da yoksulluğa şükret denilecektir” şeklinde konuştu. Memur-Sen’in tekliflerini açıklayana kadar, bütün siyasi ve bürokrasinin, dünyanın 3. büyüyen ülkesi olduğunu söylediklerini hatırlatan Gündoğdu, “Biz tekliflerimizi açıkladıktan sonra, sanki Afrika ülkesiymişiz gibi açıklamalarda bulundular. Afrika ülkesi değiliz. 2011 yılı büyümemiz yüzde 8,5’dir. Ona göre davranılmalıdır” değerlendirmesini yaptı.

 

Talepleri açıklamak için daha sonra sözü alan Memur-Sen Temsilcisi Hacı Bayram Tonbul ise son yıllarda memurun alım gücünün açık bir şekilde düştüğünü kaydetti. Memur maaşında yaşanan bu değişimi rakamlar üzerinde anlatan Tonbul,  tespitini şu örnekle açıkladı: “2002 yılında bir hizmetli aylık ve yan ödeme aylığının burut toplamıyla 17 gram altın alırken, bugün için bu miktar 11 grama düşmüştür. Yani memurun alım gücü de düşmüştür. Aynı yıllar içerisinde en yüksek devlet memuru aylığı 287 liradan 628 TL’ye  yükselmiş ama 2002 yılında en yüksek devlet memuru aylığı ile 23 gram altın alınırken 2012 yılında 7,38 grama düşmüştür. ”  Hacı Bayram Tonbul daha sonra Memur-Sen’in kamuoyuna açıkladığı taleplerini tekrarladı.

MİLYONLARCA MEMUR ADINA MASAYA OTURDUĞUMUZUN FARKINDAYIZ

İlk oturumdan sonra Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik basın mensuplarının karşısına geçti. Bakan Çelik, 21 Mayıs'ta memurların toplu sözleşme tutanağının imzalanacağını, anlaşma sağlanamadığı takdirde ise hakem heyeti sürecinin başlayacağını söyledi.

 

Ahmet Gündoğdu ise diğer konfederasyon başkanlarının gündem belirlemede Memur-Sen ile Kamu İşveren Heyeti adına bakanın yetkili olmasından dolayı rahatsızlık duymalarına anlam veremediğini kaydetti. Sürecin yasayla belirlendiğini hatırlatan Gündoğdu, bu konudaki eleştirilere şu cevabı verdi: “Yasaya göre konfederasyonlar tekliflerini, Devlet Personel Başkanlığı’na verdiler. Ben heyet başkanıyım. Heyet başkanı olarak konuşmamda Memur-Sen'in taleplerine değinmedim. 4 milyon insan adına açıklama yaptım. Heyet başkanlığımı tartışmaya açmak isteyenlere bir cümle ile karşılık vermek istiyorum: ‘KESK burada, yasa gereği 1 hizmet kolundan dolayı, dolayı var. Yetkili üye sayısı 3 bin 883’dür. Kamu-Sen 3 hizmet kolundan dolayı burada. Bu kolda toplam 58 bin 685 üyesi var. Memur-Sen 7 hizmet kolundan dolayı burada. Bunun sayısal karışlığı 465 bin 675 üyedir. Yani KESK'in 120 katı Kamu-Sen'in 8 katı. Hizmet koluna göre heyet oluşturuldu. Dolayısıyla yasa ortada iken, bu yasa adına yapılan görüşmelere başlarken değersizleştirmeyi doğru bulmuyorum. ‘Memurların pazarlanması’ gibi bir cümle doğru değildir. Milyonlarca memur adına masaya oturduğumuzun bilincindeyiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ama birileri de korkularını ağızlarına bol gelen cümlelerle yansıtmasın. Bu sağlıklı bir şey değil. Biz 4 milyon memur adına sorumluluğumuzun farkındayız. Yasaya ya uyulur ya da reddedilir. 'Masaya kuzu kuzu oturacağım ama yasaya hayır diyorum' demek olmaz. Doğrusu hizmet kolunda olduğu gibi, yetkili konfederasyonlar olmalıydı. Arkadaşların masada oturma özlemini karşılamak için onlara teklif sunma hakkı verilmiştir. Ama imza yetkisi sorumluluk ve itiraz yetkisi yasada bellidir. Bunu da kamu çalışanları vermiştir. Kamu çalışanlarının verdiği yetkiyi tartışmaya açmayız. Ama bir eksiklik olursa o zaman‘Memur-Sen temsil edemedi, bize üye olun’ derler, kendilerince haklı bir sebep bulmuş olurlar. Ama açık çek veriyorum ki onlara bu haklı gerekçeyi asla oluşturmayacağız."

 


İLGİLİ FOTOĞRAFLAR