GÜNDOĞDU:MİLLETE SÖZCÜLÜK YAPIYORUZ
Memur-Sen Genel Başkanı ve Akil İnsanlar Karadeniz Üyesi Ahmet Gündoğdu, çözüm sürecinde milletin sözcülüğünü yaptıklarını söyledi. Gündoğdu, bu sürecin demokratikleşmeye ve eşit yurttaşlığın önünü açacağını kaydetti.
Çözüm Süreci çalışmaları kapsamında Ordu'da STK ve Kanaat Önderleriyle buluşan Ahmet Gündoğdu, "Eğitim sistemine yönelik eleştirilerde bulundu. Gündoğdu, "Milyonlarca çocuğumuz var ama hayata hazırlık yok, sivil itaatsizlik yok, sorgulama yok. Çünkü bu eğitim bunu vermiyor. Dört dörtlük eğitime mükemmel bir sisteme geçmiş olmasına rağmen beklide iktidarın en başarısız olduğu alan eğitim alanıdır. Onun için biz gruplar olarak bu sürecin demokratikleşmeye eşit yurttaşlığa vermemiz gereken destek tabii ki millete sözcülük yapmaktır. İşte o kendini beyaz Türk ilan edip Alevi’yi, Türk’ü, Kürt’ü ötekileştiren bir şeyin farkına varmamız lazım. Alevilik bir mezheptir. Sonuçta insan ailesinde Aleviliği görmeyip sonrada sevebilir." dedi.
Marmara’nın Tüm İllerini Gezdim
Kısa bir süre önce Marmara Grubundan Karadeniz'e geçtiğini anımsatan Ahmet Gündoğdu, herkesin yürütülen süreçle ilgili empati yapmasını istedi. Bugüne kadar Marmara bölgesinin 11 ilinin tamında program yaptığının altını çizdi. Gündoğdu şöyle konuştu, "Kocaeli’de romen bir yazar kardeşimiz heycanlanıyor sıra bize gelecek diye en sonunda Başbakanımız size bir sitemim var, nedir bu sitem dediğimizde: Niye bizim Kibariye akil insanlar arasında yok diye bir sitem etti. Yani demokratikleşme adımlarının heyecanı, dışlanmışlıkta, dışarıda kalan bu kardeşlerimizde bile bir fırsat, bir umuda dönüşmüş durumda. Hakeza özeleştiri yapalım derken bunu söylüyorum 12 Eylül darbesi olduğunda biz muhafazakârlar solculara sıkıntı yaşatılıyorken bana dokunmayan yılan bin yaşasın demeseydik,28 Şubat’ta başörtülü kızlarımız başta olmak üzere zulme uğradığı günlerde insanlar gözlerini kapatmasaydı derin devlet bu kadar üstümüze gelemezdi diye düşünüyorum." diye konuştu.
Bazı Siyasi Partiler Süreci Baltalıyor Bazı siyasi partilerin süreci olumsuz etkilediğini dile getiren Ahmet Gündoğdu, "Akil insanlarla birlikte çok farklı insanlar bir araya geliyor. Değişim hızlı bir değişim. Yine bir ilimizde CHP, BDP ve AK Parti’den bir davet alınmıştı. CHP il başkanı bizi karşılayacak fakat CHP'li başkanlığına geçişe MHP ve İşçi Partililer izin vermiyor. Böylece çok farkı ilişkileri de görebiliyoruz. Ama tüm bu değişimler 30 yıldır kanayan bu yarayı durduracaksa bunun için biz bu mücadelede halkı rencide etmeyecek şekilde kardeşliği inşa etmek ve bu sorunun çözülmesi için bunların yapılması lazım" şeklinde konuştu.
Kanaat Önderlerini Önemsiyorum
Türkiye'nin yetiştirdiği kanaat önderlerini önemsediğini açıklayan Gündoğdu, bu süreçte onların fikir ve düşüncelerinden istifade edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Gündoğdu, "Ben kanaat önderleri önemsiyorum. Mehmet Akif İnan, Ahmet Arvasi, Bediüzzaman bu insanların düşünceleri çıkışları duruşları kardeşliğimiz için çok önemelidir. Bu nedenle bu süreçte en fazla Karadenizli vatandaşlarımıza görev düşüyor. Çünkü biz ırkımızdan dolayı hiç dışlanmadık ama öyle zamanlar oldu ki Karadenizli bir ailenin evine şehit geldiği için fındık tarlarında üç kuruşa çalışan Kürt kökenli çalışanları işten çıkardık. Biz atlarımıza, köpeklerimize Arap ismini koyduk. Muhtemelen özellikle Ortadoğu’daki insanlarda Türk koymuşlardır. Bize Güneydoğu’da Türk olmayı kötü yansıttılar burada Karadeniz'de Kürt olmayı kötü yansıttılar ama şimdi konuşma zamanı anlaşma zamanı diyalog kurma zamanıdır. Çok farklı kesimlerden sürece destek var. Bende milletin sözcülüğünü yaptığımızı düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Türkiye'de Hep Şu Söylendi: 'İktidar Olursunuz Ama Muktedir Olamazsınız.
Akil İnsanlar Heyeti Karadeniz Bölgesi Grubu Başkanı Yusuf Şevki Hakyemez, ise terör sorununun polisiye tedbirlerle çözülemeyeceğine, sorunun demokratik siyasetle çözülebileceğine inandıkları için süreci desteklediklerini söyledi.
Hükümetin sürece ilişkin zamanlamasına değinen Hakyemez, şunları söyledi:
"Niçin bu seneyi seçti- 12 sene önce iktidardaydı, o zaman bu işe niye başlamadı- Çünkü aslında 12 sene önce hükümet muktedir değildi. Türkiye'de hep şu söylendi: 'İktidar olursunuz ama muktedir olamazsınız.' 2010 referandumuna kadar da bu böyleydi. Bu güçlü dediğimiz hükümet, kapatılmaktan 2008 yılında paçayı zor kurtardı, hiçbir hukuki gerekçeyle değil, saçma sapan gerekçelerle. Teröre karşı bu süreci o zaman başlatsaydı, muhtemelen 'devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü' gerekçesiyle bizim Yargıtay cumhuriyet başsavcılarımız hazırda bekliyor olacaktı ve kapatma davası açacaklardı. Anayasa Mahkemesinden de kapatma yönünde karar çıkar mıydı- Ben siyasi parti kapatma davaları konusunda hayli uğraşmış bir akademisyenim. Bence çok rahat bir şekilde çıkabilirdi. Anayasa Mahkemesi bunu yapabilirdi. Onun için hükümet 2010 yılındaki referandumdan sonra biraz daha muktedir olmaya başladı ve bu süreci başlattı."
"Türkiye'nin Sırtında 'Terör' Denilen Bir Kambur..."
Grup Başkan Vekili Bilgin ise Türkiye'nin ekonomik anlamda son yıllarda yükselişe geçtiğini vurguladı.
Türkiye'nin sırtında "terör denilen bir kambur" olduğunu söyleyen Bilgin, şöyle konuştu:
"Türkiye artık terörden kurtulduktan sonra kalkınmasını, büyümesini, sanayileşmesini, bölgesel güç olma stratejisini daha ileriye taşıyacak. Kendi halkıyla barışan demokratik bir devletin sorumluluğu artacağı için Türkiye'de insanların, herkesin, sadece bölgede yaşayan Kürtlerin değil herkesin sorunlarının çözülmesine doğru bir atmosfere gideceğimizi düşünüyorum."
Terörden en fazla Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi zarar gördüğünü söyleyen Bilgin, "Çünkü Güneydoğu insanı PKK'nın baskısından kan dökmesinden onlar zarar görmüşlerdir. Yaklaşık bin 200 tane yaşları 10 ile 12 arasında çocuk PKK tarafından dağa kaçırılmıştır. Şimdi o çocuklar PKK'nın elinden alındı ve ailesine teslim ediliyor. Dolayısıyla Türkiye büyük bir yarayı, 30 yıllık kanlı bir tarihi ortadan kaldırmak istiyor. Biz de bu sebeple sürece destek veriyoruz." dedi.
Grup üyeleri daha sonra katılımcıların görüşlerini dinledi.