Emek için Yerelden Evrensele Mücadeleye Devam Edeceğiz…
Bugün dünyada 66 ülkede savaş ve çatışma yaşanırken ölen her 4 kişiden 3'ünü siviller oluşturuyor. 2019'da savaş ve çatışmalarda on binlerce çocuk yaşamını yitirdi. Emperyalizmin kurduğu ya da koruduğu terör örgütlerinin saldırıları sonucunda on binlerce insan yaşamını yitirdi. BM’nin, G-20’nin, G-7’nin, NATO’nun, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın, AB’nin zirveleri yapıldı, ama tek kelimeyle dahi olsa yapılan zulümlere tepki verilmedi. Kapitalistin kapitalisti kınadığı, yapılan zulümlerin, katliamların, soykırımların politik söylemler ve teorik kılıflarla perde arkasında bırakıldığı, en vahim olanı ise tüm bunların ticari büyüme ve finansal katkı sağlamak için yapıldığı bir seneyi geride bıraktık.
Geçtiğimiz yılda yalnızca terör, savaş, insan hakkı ihlalleri, gelir dağılımındaki adaletsizlik ve küresel yoksulluk artmadı. Bu artışlarla birlikte, adalete dayalı bir dünya düzeni hayalimiz, adalete ve adil gelir dağılımını gerçekleştirme yönündeki umudumuz, terörün, iç savaşların, zulmün ve insani krizlerin son bulması yönündeki mücadele arzumuz, hak ihlallerinin olmadığı, insan açısından huzur, refah ve barışın sağlandığı bir coğrafya hasretimiz ve tüm bunların gerçekleşmesi yolunda verdiğimiz emek, sarf ettiğimiz çaba, gerçekleştireceğimiz hedeflerimiz de arttı.
Geride bıraktıklarımız kadar ileri taşıdığımız ve taşıyacağımız; gerçekleştirdiğimiz ve gerçekleştireceğimiz pek çok şey var. Bütünüyle insanlığa ait bir yarın istiyorsak, insanlık açısından ortak huzur, refah, barış hedefliyorsak; küresel emperyalistleri, insanlığı ve barışı açıkça tehdit eden kapitalist sermaye sahiplerini durdurmalı ve tüm dünya mazlumlarına, mağdurlarına destek olmalıyız. Açlığın, yoksulluğun, savaşın, terörün ve hak ihlallerinin var olduğu, emeğin hakkı ve emekçinin alın terinin yok sayıldığı bir dünya var, “dünya beşten büyüktür”e inanan, hakkı ve hak arama ehliyetini koruma mücadelesi veren Türkiye var; büyük Türkiye, güçlü Türkiye, üretimde ve teknolojide gelişen Türkiye hayaliyle emeği, ekmeği gözeten ve emekçiye, alın terine sahip çıkan Memur-Sen var.
2019 yılı Dünyada küresel ve teknolojik savaşların, ekonomik krizlerin ve buna bağlı olarak gelir dağılımındaki adaletsizliğin hızla arttığı, Türkiye’de ise kamu güvencesinin teminatı olan kamu görevlileri-emekçileri için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle birlikte; kamu yönetimi, hizmeti ve işleyişindeki yapısal ve işlevsel değişiklikler ve yeni hükümet sisteminin ilk toplu sözleşmesi olması yönüyle ilkleri, yenilikleri, mevzuat ve uygulama farklılıkları barındıran bir yıl olmuştur.
2019 yılı, 31 Mart yerel seçimleriyle birlikte verilen namus sözlerinin unutulduğu, alın teriyle hizmet eden binlerce emekçinin 31 Marttan sonra ellerine tebligat tutuşturularak iş sözleşmelerinin feshedildiği, emek ve emekçi için soykırıma dönüşen ve namus sözü verenler yönüyle siyasi tarihe utanç olarak kazınan bir yıl olarak geride kaldı.
2019 yılında kamu görevlileri yönüyle pek çok ilk yaşandı. Gerek hükümet sistemi değişikliğinin beraberinde getirdiği mevzuat ve uygulama farklılıkları, gerek küresel ekonomik krizin Türkiye düzlemindeki yansımaları, gerekse de büyüyen Türkiye’nin büyüyen bütçesi, kamu görevlilerinin mali, sosyal ve özlük haklarını artırma ve bu haklara ilişkin yenilik, değişiklik yapma ihtiyacını beraberinde getirmiştir.
2019 yılı, 5. Dönem Toplu Sözleşmede kamu görevlilerinin haklı beklentileri karşılanamadığı için mutabakatsızlıkla sonuçlanan ve tahkime gidilen bir yıl oldu. Kamu İşveren gibi Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun da kararları nedeniyle tartışıldığı bir yıl oldu.
Geçtiğimiz yılla birlikte, savaşlar, yoksulluklar, zorbalıklar, sömürüler, gelir vergisi adaletsizliği bitsin istiyoruz. 1 Ocak 2020 ile başlayacak yeni yılla birlikte; huzurlu, refahın ve insanlık için felahın ortaya konulduğu, kapitalizmin sömürünün inlettiği kitlelerin ışık gördüğü, gelir adaletinin sağlandığı, enflasyonun düştüğü, kamu görevlilerinin bütçesinin dengelendiği bir yıl olsun.
2019 yılı, sözleşmeli personelin hayatımızda olduğu, ek gösterge sorunun, Yardımcı Hizmetler Sınıfının olduğu son yıl; 2020 yılı, kadrolu istihdamın esas olduğu, ek gösterge sorununun ve 3600 ek gösterge vaadinin yerine getirildiği yıl olsun.
2019 yılı, kamu görevlilerini grev ve siyaset hakkının olmadığı son yıl; 2020 yılı, kamu görevlilerine grev ve siyaset hakkının Anayasal teminat altında alındığı yıl olsun.
2020 yılı; kamu personel mevzuatında kariyer-liyakat sistemiyle uyumlu yaklaşımların esas alındığı, kamu görevlilerinin önündeki kadro derece sınırlandırmalarının kaldırıldığı, disiplin mevzuatına yönelik uygulamalardaki sorunların giderildiği, 4688 sayılı Kanun’da kamu personel sisteminin eksikliklerini giderecek düzenlemelerin ve değişikliklerin yapıldığı, kamuya personel alım sisteminde karşılaşılan sorunların giderildiği, ekonomik ve sosyal konseyin toplanabildiği yıl olsun.
Doğru adımlar, doğru kararlar, birlikte hareket etmenin doğuracağı güç ve sorumlulukla, “birlikte istemek beraber kazanmak” adına yeni yıl huzur getirsin.