Cumhurbaşkanı Erdoğan: Memur-Sen Darbecilere Meydanları Dar Eden Büyük Bir Ailedir
Memur-Sen 5.Büyük Türkiye Buluşması Antalya’da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla sürdü. 81 ilden yoğun katılımın olduğu programa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Memur-Sen Onursal Başkanı ve TBMM Meclis İdari Amiri Ahmet Gündoğdu, Sağlık-Sen Onursal Başkanı ve AK Parti Milletvekili Mahmut Kaçar, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Memur-Sen ve Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı sendikaların yönetim Kurulu üyeleri, Memur-Sen 81 İl temsilcisi, Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı sendikaların şube başkanları ve çok sayıda davetli katıldı.
Coşkulu kalabalığa seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Sözlerimin hemen başında vefatının sene-i devriyesinde aziz insan, yiğit insan kıymetli kardeşime Muhsin Yazıcıoğlu'nu rahmetle anıyorum. Türkiye'nin en zor dönemlerinde gösterdiği sağlam duruşla milletimizin gönlünde özel bir yeri olan Yazıcıoğlu'nun yokluğunu yaşadığımız her önemli hadisede arıyoruz. Bu buluşma münasebetiyle bir kez daha hatırlamamak mümkün mü. Memur-Sen'in kurucusu, şair, müteffekkir Mehmet Akif İnan Ağabeyi rahmetle, tazimle yad ediyorum. Merhum Mehmet Akif İnan, ülkemizin en zor, çetin yıllarına tekabül eden hayatını bu güzel ülkeye, bu necip millete vakfetmiş bir gönül insanıdır” şeklinde konuştu.
Merhum Mehmet Akif İnan Günümüzün Yunus Emre'sidir
“Akif İnan günümüzün Yunus Emre'sidir” diyen Erdoğan, “Sendikayı sadece memurların hukukunu savunan bir çatı olarak değil aynı zamanda bir uyanış ve diriliş hareketi olarak görmüştür. Bir taraftan sendikal mücadele verirken, Kudüs'ün, Filistin'in dünyadaki bütün mazlumların acısını bir kor gibi yüreğinde taşımıştır. Her bir sendika şubesini fikri tartışmaların yapıldığı, güncel meselelerin konuşulduğu bir kültür evi, bir ilim yuvası olarak tasvir etmiştir.”
Memur-Sen Darbecilere Meydanı Dar Eden Büyük Bir Ailedir
Memur-Sen’in, Akif İnan’ın bir mirası olduğunu sözlerine ekleyen Erdoğan, “Kendisi 60 yıllık ömrünü geride hoş bir seda bırakmak için Memur-Sen gibi bir miras bırakmak için harcadı. Rabbim ondan razı olsun. Mekânı cennet olsun. Onun ömrü vefa etmese de bugün Memur-Sen'in, Akif İnan'ın hayallerini gerçekleştirdiğini görüyoruz. Memur-Sen ülkemizin en etkili, en güçlü sivil toplum örgütü olarak mili irade ve demokrasinin sancaktarlığını yapıyor. Dünyanın çok farklı ülkelerine yardım götüren, medeniyet değerlerimizin taşıyıcısı bir Memur-Sen var bugün. Türkiye'nin daha büyük, müreffeh, güçlü bir ülke olması için gecesini gündüzüne katarak çalışan Memur-Sen 15 Temmuz'da olduğu gibi milli iradeye canı pahasına sahip çıkan, darbecilere meydanları dar eden büyük bir ailedir” ifadelerini kullandı.
G-20 Üyesi Türkiye Dünyanın En Cömert Ülkesidir
Bugüne kadar verilen mücadelenin boşa gitmediğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şahsım ve dava arkadaşlarımla birlikte bugüne kadar verdiğimiz mücadele hamd olsun boşa gitmedi. Adeta bir kar topu gibi çığ olduk ve bu ülkede hizmeti yayarak devam ettik. Bugün dünyanın en gelişmiş ülkeleri bünyesinde barındıran G-20 üyesi bir Türkiye var. Demokraside bölgesine bir ilham kaynağı olan ülkeyiz, Dünyanın en cömert ülkesidir. Somali'den Arakan'a, Yemen'den Afganistan'a kadar AFAD, Kızılay, TİKA'mızla kardeşlerimize destek oluyoruz. Hayırcılar devamlı ne diyorlar? 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne hayır diyorlardı. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yapılırken, Yavuz Sultan Selim Köprüsü yapılırken yine hayır dediler” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir zamandır nedense ülkemize uygulanan ambargolar gösteriyor ki şayet terörle mücadelede eskisi gibi diğer ülkelere mecbur ve mahkum olsaydık inanın atacak kurşun dahi bulamazdık. Vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlamak, ülkemizin çıkarlarını korumak noktasında Ankara'da karar veriyor, Silopi'de, Gabar'da, Cudi'de, gerekirse Suriye'de, Irak'ta uyguluyoruz" dedi.
"Bugün Türkiye, kendi menfaati için birilerinden icazet almaya gerek duymuyor" diyen Erdoğan, "Bugün terörle mücadelesini hem yurt içinde hem yurt dışında tamamen milli imkânlarla yürütüyor. Şu anda Tendürek Dağlarında, Cudi'de, Bestler Dereler'de bu teröristlere askerlerimiz, polisimiz, köy korucumuz kan kusturuyor. İnlerine girdik. Çünkü bizim milletimize sözümüz var. Refah, mutluluk, huzur gelene kadar biz devam edeceğiz" diye konuştu.
16 Nisan Bizim İçin Bir Kırılma Noktası
"İçerideki ve dışarıdaki 'Hayır'cılar bir oldu, milletimizi tehdit ediyor" ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu: "Neymiş, 16 Nisan'da 'evet' çıkarsa bizi AB'ye almazlarmış. Ah bu kararı bir verebilseler. Bizim işimizi kolaylaştırırlar. Çok daha seri karar almamıza bunlar vesile olur. Zaten 16 Nisan bizim için bir kırılma noktası. Onun için 'evet' çok önemli. Bu işleri masaya yatıracağız. Çünkü, Türkiye kimsenin şamaroğlanı değildir. Bunu herkes bilecek."
Yalçın: Kesinlikle ‘Evet’
Memur-Sen’in öncülerine teşekkür ederek konuşmasına başlayan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye’nin vesayetten kurtulmak adına ve Yeni Türkiye’nin inşası anlamında yol almak üzere adımlar attığını vurguladı. Yalçın, “Milletin ve sivil siyasetin elbirliğiyle, zat-ı alinizin kararlı liderliğiyle gerçekleşen değişimleri, dönüşümleri, sessiz devrimleri kalıcı kılacak bir eşikteyiz. Türkiye’yi prangalarından kurtaracak, tarihinin ve medeniyetinin birikimiyle hak ettiği noktaya taşımaya zemin oluşturacak bir kararın arafesindeyiz. 16 Nisan 2017 Pazar günü yapılacak referandumda, Anayasa değişikliğinden öte Türkiye’nin, milletin geleceğine dair bir karar vereceğiz. 16 Nisan’da, vesayet eliyle şekillenmiş esaret düzeneğini yıkmak ile millet iradesiyle inşa edilen Hükümet düzenini kurmak arasında tercih yapacağız. Bizim, tercihimiz net… Kesinlikle ‘Evet.’ Kesin bir dille, net bir şekilde Tercihimiz ‘Evet” diye konuştu.
Kamu Görevlilerini Memur-Sen’e Davet Ediyoruz
Türkiye’yi karış karış gezdiklerini ifade eden Yalçın, “Memur-Sen’imizin en az 1.111.111 üye hedefe ulaşmak ve Türkiye’nin vesayetten kurtuluş reçetesi Anayasa değişikliğine desteği artırmak için Türkiye’yi karış karış geziyoruz. 81 İl ve 100 büyük ilçeyi kapsayan ‘Memur-Sen’e Davet, Tercih Evet” temalı buluşmalar gerçekleştiriyoruz. Sendikal zeminde ideolojik dayatmalarla tesis edilen anlayışa son vermek, vesayeti tamamen bitirmek için kamu görevlilerini Memur-Sen’e davet ediyoruz. Siyasete, devlete, yürütmeye dair vesayetin hayatta ve ayakta olduğu bir düzende; sendikal gücü artırmak, en büyük sendika olmak gurur cümleleri kurmak dışında bir işe yaramaz. Biz, helal ekmek kazanmanın huzurunu, ekmeğimizi artırmanın, emeğimizi değerli kılmanın sürur ve onurunun peşindeyiz. Bunun için, siyasal sistemin üzerindeki vesayetin, kısıtlamaların kaldırılması, sivil siyasete dönük kumpas ve tezgâh mekanizmalarının sökülüp atılması gerekiyor. Bunun içinde, emek örgütü olmanın, Türkiye’nin yetkili konfederasyonu olmanın sorumluluğuyla, kamu görevlilerini Memur-Sen’e davet yanında milletimizi de ‘Tercih Evet’ demeye davet ediyoruz. Eski Türkiye’nin kodlarından arınmadan, vesayetin Anayasal kurumlarından kurtulmadan bugüne kadar gerçekleşen sessiz devrimleri kaybetme riskinden kurtulamayız” ifadelerini kullandı.
Evet’ te Kararlıyız
Yalçın sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Cumhur ile Başkanı buluşturacak, egemenliğin sahibinin tam ve gerçek anlamıyla millet olmasını sağlayacak bir Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne Evet demekte bu yüzden kararlıyız. Siyaset kurumunun hakeminin de millet, devlet denen insana hizmet aygıtının hakiminin de millet olmasını istemek Türkiye’nin büyümesini istemektir. Biz, Türkiye’nin hedeflerini yükseltmesini, ekonomisini büyütmesini istiyoruz. Bu yüzden Tercih ‘Evet’ diyoruz. Biz, koalisyon pazarlıklarında dönen dolapları, Güneş Motel türü milletvekili transferi ahlaksızlıkları ihtimal olmaktan dahi çıkarmak istiyoruz. Bu yüzden EVET diyoruz. Vesayetin bitirilmesi, ‘Evet’in tercih edilmesi; FETÖ’nün çökertilmesine, PKK’nın yok edilmesine, DEAŞ’a had bildirilmesine onay vermektir.”
Vesayet Sona Eriyor
Kendilerinin ise, korkulardan, prangalardan kurtulmak yeni bir ufka, yeni bir umuda doğru yola çıkmak için ‘Evet’ dediklerinin altını çizen Yalçın, “Üniformalı yargının sona ermesini, yargı erkini ihanet sarmalına esir eden işleyişe son verilmesi, vesayet nehrini besleyen derelerin kurutulması olarak görüyoruz. İradenin asıl sahibi milletin seçerek güvenini belirttiği hükümete, Cumhurbaşkanının hükümeti kurma göreve tevdi etmesi, milletin vekillerinin güvenoyu vermesi uygulamaları, kör göze parmak vesayet mekanizmalarıydı. Şimdi sona eriyor. Yürütme odaklı ayak oyunları, yürütme üzerinden milletin iradesini değersizleştirme aparatları yok ediliyor. Bu yüzden ‘Hayır’ diyorlar. Ellerinden vesayet aparatları alınacak, zihinlerinden vesayet nakaratları silinecek. Bu yüzden, ‘Evet’ demeye yanaşmıyorlar. ‘Hayır’ limanında hayırsız işler yapmalarına imkân sağlayacak dalga üretmekle uğraşıyorlar. Güçleri yetmeyince de vesayet tezgâhını, Hayır kampanyasını taşıma suyla döndürmek zorunda kalıyorlar. Almanya’sından, Hollandası’na, Belçikası’ndan, Norveç’ine, Sözüm ona Adalet Divanı’ndan AB Parlamentosuna yedi düveli “vesayete yardım kampanyası” düzenlemenin derdine düşmüş. Vesayete yardım kampanyası, rezalete katkı panayırına dönüştü, Avrupa siyasal sisteminin yıkılışını, ekonomik sisteminin çöküşünü Türkiye üzerinden ertelemeye, perdelemeye çalışıyor. Sanki, onların Anayasasını değiştiriyoruz. Utanmasalar, biz de referandumda oy kullanmak istiyoruz diyecekler” dedi.
Program Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdimi ve aile fotoğrafı çekimiyle sona erdi.