Başbağlar Katliamı Hâlâ Derin Bir Yaradır
Katliam, bir akşam vakti, ezan okunurken çok sayıda eli kanlı PKK’lı teröristin köyü basması, ezan okunduğu sırada camiye girerek cemaati zorla dışarı çıkarmasıyla başlamıştır. Dışarı çıkarılanlar ve seçilerek evlerinden alınıp köy meydanına getirilenler kadın, erkek, yaşlı, çocuk demeden kurşuna dizilmiş, daha sonra evleri ateşe verilmiş, bir köy haritadan silinmek istenmiştir. 214 ev, okul ve camii yakılıp yıkılmıştır. Bu vahşet, milletin vicdanında derin bir yara açmıştır.
Bu alçak terörün, üç gün önce Sivas’ta Madımak Oteli ve çevresinde yaşanan olaylarda 37 kişinin öldürülmesinin intikamı gibi gösterilmeye çalışılması, milletimizi karşı karşıya getirme kurgusudur. Bu vahşetin failleri, onları kullanan derin yapılar açığa çıkarılmamış, yargılanmamıştır. Faillerin hak ettikleri cezayı almaları yönünde ciddi bir adımın atılmamış olması milletin yarasını derinleştirmiş, acısını katmerleştirmiştir.
2 Temmuz 1993’te Sivas’ta çıkan olaylarda 37 kişinin hayatını kaybetmesi, Başbağlar’da 33 masumun katledilmesi olaylarının birbiriyle ilişkilendirilerek servis edilmesi, gizli bir elin milletimizin birlik ve bütünlüğüne kastettiğini, bu suikastlarla kardeşliğimizi yok etmek istediğini göstermektedir.
Engin medeniyet tecrübesini, derin tarihî bilinç ve birikimini Anadolu irfanı ve vicdanı olarak yaşayan milletimiz, sağduyusu ile kardeş kavgası çıkarmayı amaçlayan bu alçak kışkırtmaya imkân ve fırsat vermeyerek tezgâhı bozmuştur. Kaybettiğimiz bütün canlar bizimdir. Fesat ve ihanet odaklarının olumsuz etkisi olmaksızın bu memleketin hiçbir evladı, görüş ve kökeni ne olursa olsun başkasını yok etmek üzerine bir varlık inşa etmez, etmemiştir. Hepsinin acısı onlarca yıl sonra bugün bile milletçe içimizi yakmaktadır.
İnsanımızın ölümü üzerinden hesap yapan kanlı odakların bir daha herhangi bir vahşete cüret edememeleri için Başbağlar, Sivas Madımak Oteli olayları ve bütün faili meçhullerin kararlılık, titizlik ve ciddiyetle araştırılması, sadece gerçeklerin ortaya çıkması adına değil, toplumsal barış ve adaletin tesisi için de gereklidir.
Memur-Sen olarak, bu katliamları, katliamlara yol açan şiddet ideolojilerini reddediyor, yapanları da lanetliyoruz. Milletçe bu katliamın sebep ve sonuçlarından çıkardığımız derslerle bir daha böyle acılara yol açacak ortamlara imkân verilmemesini temenni ediyoruz.