FRANSA'YA SİYAH ÇELENKLİ PROTESTO

01.08.2015 20:31

FRANSA'YA SİYAH ÇELENKLİ PROTESTO

MEMUR-SEN'DEN FRANSA'YA SİYAH ÇELENKLİ PROTESTO     

 

Memur-Sen, sözde soykırımı inkarı suç sayan yasayı kabul eden Fransa Meclisi'nin kararını, Fransa'nın Ankara'daki büyükelçiliğine siyah çelenk bırakarak protesto etti.

 

Burada bir konuşma yapan Memur-Sen Genel Sekreteri ve Toç-Bir-Sen Genel Başkanı Günay Kaya, Fransa Senatosu'nu göreve çağırdıklarını, söz konusu yasanın bir daha gündeme alınmamak üzere reddedilmesini istedi.

 

Türkiye'nin Fransa'ya karşı açıkladığı yaptırımları desteklediklerini ifade eden Günay Kaya, Fransız ürünlerine karşı ulusal çapta boykot yapılması ve kararlılıkla sürdürülmesi çağrısında bulundu.

 

Memur-Sen Genel Sekreteri ve Toç-Bir-Sen Genel Başkanı Günay Kaya, soykırım yalanı uyduran Fransa'nın, gerçek bir soykırım görmek için o kadar geriye gitmesine gerek olmadığını, kendi geçmişiyle yüzleşmesinin yeterli olacağını söyledi.

 

Önce sözde bir soykırım icat eden; sonra da sözde soykırımı inkarı hapisle cezalandırma gayretindeki Fransa'yı, suçunu örtmek için başkalarına iftira eden yaramaz çocuklara benzeten Kaya, "Düşünceyi bile suç sayma anlayışı, kabul edilebilir bir olay değildir. Yüz yıl önce yaşanan ve tarihçilerin karar vereceği bir konuda soykırım yalanı uyduran Fransa'nın, gerçek bir soykırım görmek için, o kadar geriye gitmesine gerek yoktur. 1830'dan 1962'ye kadar 132 yıl işgal ettiği Cezayir'de sadece 1954-1962 yılları arasında tespit edilebilen en az 1,5 (bir buçuk) milyon Cezayirliyi katletmiştir." şeklinde konuştu.

 

Fransa'nın kanlı tarihinin sadece bununla sınırlı olmadığını da belirten Günay Kaya, Afrika ülkeleri Benin, Burkine Faso, Cibuti, Çad, Gabon, Gine, Kamerun, Komor Adaları, Moritanya, Nijer, Senegal ve Tunus'un yıllarca Fransa'nın sömürgesi olduğunu, bu coğrafyada kan ve gözyaşının da eksik olmadığını kaydetti.

 

1994 yılında Ruanda'da yaşanan ve yaklaşık 100 gün içinde 800 bin kişinin öldüğü katliamlar için zamanın Fransa Cumhurbaşkanı Mitterrand'ın, "O ülkelerde bir soykırım yaşanması o kadar da önemli bir şey değil" açıklamalarını hatırlatan Kaya, inkar etse bile geçmişin kanlı izlerinin, Fransa'yı takip etmeye devam edeceğini ifade etti. Günay Kaya, Almanlardan korkarak Osmanlı'dan yardım isteyen Fransuva'nın torunlarının geçmişi bu kadar kısa sürede unutup, kaybettikleri itibarlarını kazanmak için bir avuç Ermeni'nin oyu için Ermenistan'ın emir erliğine soyunmasının acınası hallerinin itirafı olduğunu belirtti.

 

Günay Kaya, konuşmasının sonunda Memur-Sen olarak, Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunun tarihçilere bırakılmasını, Fransa'nın kendi işine bakmasını, yapacak işi kalmamışsa da geçmişiyle yüzleşmesi önerisinde bulundu.

 

Basın açıklamasının ardından, siyah çelenk, Büyükelçilik girişine bırakılırken, Kanuni Sultan Süleyman'ı temsil eden bir kişi tarafından Fransa Kralı Fransuva'ya gönderilen ferman okunarak, Fransa Büyükelçiliği'nin binasına asıldı.

 

TAM METNİ

FRANSA, CEZAYİR GERÇEĞİYLE YÜZLEŞSİN

 

Fransa Meclisi, düşünceyi suç sayan bir yasayı kabul ederek ikiyüzlülüğünü deşifre etmiştir. Önce sözde bir soykırım icat eden; sonra da sözde soykırımı inkarı hapisle cezalandırma gayretindeki Fransa'nın tavrı, bize suçunu bastırmak için başkalarına iftara atan yaramaz çocukları hatırlatmaktadır. Düşünceyi bile suç sayma anlayışı, kabul edilebilir bir olay değildir.

 

Yüz yıl önce yaşanan ve tarihçilerin karar vereceği bir konuda soykırım yalanı uyduran Fransa'nın, gerçek bir soykırım görmek için, o kadar geriye gitmesine gerek yoktur. 1830'dan 1962'ye kadar 132 yıl işgal ettiği Cezayir'de sadece 1954-1962 yılları arasında tespit edilebilen en az 1,5 (bir buçuk) milyon Cezayirliyi katletmiştir.

Fransa'nın kanlı tarihi sadece bununla sınırlı değildir. Benin, Burkine Faso, Cibuti, Çad, Gabon, Gine, Kamerun, Komor Adaları, Moritanya, Nijer, Senegal ve Tunus yıllarca Fransa'nın sömürgesi olmuş, bu coğrafyada kan ve gözyaşı eksik olmamıştır.

 

Halbuki o kadar uzağa gitmeye bile gerek yoktur. 1994 yılında Ruanda'da yaşanan ve yaklaşık 100 gün içinde 800 bin kişinin öldüğü  Ruanda'daki katliamlar için zamanın Cumhurbaşkanı Mitterrand'ın, " O ülkelerde bir soykırım yaşanması o kadar da önemli bir şey değil" açıklamaları hafızalarımızdan silinmiş değildir. İnkar etse bile geçmişin kanlı gerçekleri, Fransa'yı takip etmeye devam edecektir.

 

Alman korkusuna karşılık Osmanlı'dan yardım isteyen Fransuva'nın torunu Sarkozy, geçmişi bu kadar kısa sürede unutup, kaybettiği itibarını kazanmak için bir avuç Ermeni'nin oyuna ihtiyaç duyarak Ermenistan'ın emir erliğine soyunmuştur.

 

Kaybolan itibarını, başka ülkelerin ilişkilerini kullanarak yeniden kazanma çabasındaki Sarkozy'nin bu tavrı, acınası halinin itirafıdır.

 

İş dünyamızın, ulusal menfaatlerin kişisel menfaatlerin üstünde olduğu bilinciyle hareket edecek olması da bizleri memnun etmiştir.

 

Irkçı ve ayrımcı politika içindeki Fransa'nın bu tavrını şiddetle kınıyor ve protesto ediyoruz. Devlet olarak uygulanacak ambargo ve uygulamaları desteklediğimizi belirtiyoruz. Fransız mallarına karşı ulusal boykot kampanyaları gerçekleştirilmeli ve kararlılıkla sürdürülmelidir.

 

Fransa Senatosu'nu göreve çağırıyor ve Fransa Meclisi'nde kabul edilen söz konusu yasayı, bir daha gündeme alınmamak üzere reddetmesini istiyoruz. Tarih gibi ciddi konular, yaranma ve yalakalaşma modundaki siyasetçilerin oyuncağı olmamalıdır.

 

Memur-Sen olarak, Türkiye ile Ermenistan arasındaki sorunun tarihçilere bırakılmasını, Fransa'nın kendi işine bakmasını, yapacak işi kalmamışsa da geçmişiyle yüzleşmesini öneriyoruz.

İLGİLİ FOTOĞRAFLAR